Önce kendime sonra evime sonra evimdekilere sonra kapılarımı açtığımda bana değen ne varsa yüreğimle beynim arası çizgi derinliğince günaydın elini verene gözünü değdirene sözünü diyene diyemeyene sevgimi görene göremeyene günaydın günaydın sabahımı aydınlatan güneşim dur gitme söylenmemiş sözler var suskun dudaklarımda çığlıklarımda hapsettiğim tomurcuk tomurcuk sevgilerim / çatlamaya hazır yeni baştan yaşanacak sevdalar / yüreğimde günaydınım... yere düşen yağmur damlaları kalbine inecek güneşi engellemesin güneş bulutların arasından hep sana doğru baksın güneş güzellikler getirsin günaydın günaydın iyi sabahlar, okadar güzel uyuyorsun ki, sanki bulutlar üzerinde, uyan sevgilim sabah oldu. kalk ta kocana kahvaltı hazırla. seni uyandırmak istemem, elinden yemek çok güzel, sen bir dahisin, kahvaltımı rengarenk yapıyorsun, yemesen de yanımda otur, bırak çayımı ben koyarım, sen birtanem karşımda otur, görev sizde ey idare hortumları kesin diye gerek kalmasın vergiye günaydın beyler günaydın
Herkesin hakkını, ücretini veriniz! Kanûnlara, hükûmetin emirlerine karşı gelmeyiniz! Vergilerinizi vaktinde ödeyiniz! Allahın, doğruların yardımcısı olduğunu hiç unutmayınız!
Ne var ki her yandan «düşünmeyin! aklınızı kullanmayın! » diye bağırıldığını işitiyorum. Subay, Düşünme, eğitimini yap! », maliyeci düşünme, vergini öde! , din adamı düşünme, inan! diyorlar.
Sinüs düğümü aydınlardır, sürekli uyarırlar, ventrikül kasları işçilerdir çalışırlar, kapaklar bürokratlardır vergi toplamadıkça geçişe izin vermezler, damarlarsa kadınlardır kesintisiz beslerler, her ülke, vakti geldiğinde ölmeyi bilen bir kalptir.
Eğitim için ödenecek vergi, halkı cahil bıraktığımız zaman aramızdan yükselecek olan krallar, din adamları ve soylulara ödenecek vergilerin binde biri bile değildir.