Sen, solgun baharlardaki mavi yağmurum, akşam kızıllığında yorgun gölgem, kış ayazında yaz güneşimsin. bulutlardaki saklı düşlerim, her günün sonunda özlediğimsin. yüzün kadar temizdir kalbin, hangi sevgi alabilir yerini? yokluğun yağmura yazı yazmak kadar zor, sensizlik ölüm kadar acı...
Erkek olgun olmanın zorunluluk haline gelmiş karakteridir bu hayatın. Eğer bir kadında bu sorumluluk hissiyatı var ise bu durum daha vahim ve zor durumdur. Arkasında yaşanan hikaye en acıdır.
Benim için olgunluk tacının en güzel yıldızı, başkalarının tesirine kapılmamak, hak veya haksızlık üzerine verilecek hükümlerde başkalarını dinlememektir.
"Kimleri gördü geçirdi şu garip gönlüm bu fani dünyada" dediğine aldırma. Çünkü, kişinin olgunluğu üflediği mum sayısına, takvimlerde biriktirdiği çeltiklere bağlı değildir.
Bana öyle geliyor ki Sezar gidip dünyayı fethederek eğlenmek için fazla yaşlıydı. Bu tür bir eğlence Auguste ve İskender'e uygundu: durdurulması zor, genç insanlardı onlar, ama Sezar sanrım daha olgundu.
Ortak yaşam birliğinin tersine, olgun sevgi kişinin kendi bütünlüğünü, bireyselliğini koruyarak gerçekleştirdiği birliktir. Sevgi, insanı diğer insanlardan duvarları yıkan, onu diğerleriyle birleştiren, etkin bir güçtür. Sevgi kişinin soyutlanma ve ayrı olma duygularını yenmesini sağlar, kendisi olmasına, bütünlüğünü yitirmesine yol açar. Sevgide bir olan iki varlığın, iki ayrı varlık olarak da ikilemi yaşanır.
Eylem ve vicdan genellikle uyuşmazlar. Eylem, ağaçtan ham meyveleri toplamak isterken, vicdan onları gereğinden çok olgunlaşmaya bırakır, taa ki yere dökülüp ezilinceye kadar.
Ülkü; ilk önce, insanların gönüllerinde, gönüllerin derinliklerinde doğar ve kendini önce destanlarda gösterir. Sonra şuura geçer, büyük kılavuzlar tarafından açıklanır. Daha sonra da büyük kahramanlar, onu gerçekleştirmek için büyük hamleler yapar. Bu hamleler sırasında da ülkülü millet, kahramanların ardından gönül isteği ile koşar. Bütün bu uğraşmalar arasında da millet yürür, önce manen sonra maddetten ilerler, olgunlaşır, erginleşir.
Gençlik adaletsizliğe doğru yöneldiği zaman, bilincin aynasına bakmayı göze alamaz. Oysa olgunluk çağı kendini bu aynada görür. Yaşamın bu iki evresindeki tüm ayrım buradadır.
ilim olgunluk ve ilim, derin anlayışın nişanelerindendir. Susmak, hikmet kapılarından bir kapıdır. Susmak (boş yere konuşmamak) muhabbbet kazandırdığı gibi her hayrın da kılavuzudur.
Eshâb-ı kirâm arasındaki uygunsuzluklar ve muhârebeler iyi düşünceler ve olgun görüşler ile idi. Nefsin arzuları ile ve cehâlet ile değildi. İlm ile idi. İctihâd ayrılığından idi.
Dogmalar ve kurallar, insanın doğal yetilerinin akla uygun kullanılışının ya da daha doğru bir deyişle kötüye kullanılmasının bu mekanik araçları, erginleşme ve olgunlaşma için sürekli bir ayakbağı olurlar.
Her gün yan yana oturmak kolay iş değildir. Birbirinin iyi yanlarından zevk alıp kötü yanlarına kızmamak için büyük bir yaşama deneyi, akıl olgunluğu ve insan sevgisi gerektir.
Sözler de tıpkı meyveler gibi henüz olmadan yenildiğinde hazımsızlık yapar. Eğer olgunluğu geçirmiş ve çürümeye başlamışlarsa, zehirlenirsin. Sadece, doğru zamanda sindirildiğinde, sağlıklıdır.
Bazen bazı şeyleri söylemeye hakkım var diyorum, ama söylersem karşımdakine haksızlık olacak, susuyorum. Yine bazen söyleyeceklerimi karşımdakinin duyma ve bilme hakkının var olduğunu görüyorum, ama bu kez bakıyorum benim söylemeye hakkim yok, yine susuyorum. Ancak gördüm ki olgun ruhlar, sözcükler olmadan da duyuyorlar, anlıyorlar, konuşuyorlar ve paylaşıyorlar.
Üzülme! Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, ne mutlu sana! Elinde olmayanları söyleme bana. Elinde olanlardan bahset can! Geceler hep kimsesiz mi geçecek? ...Gidenler dönmeyecek mi? Yitirdiğin; bir bakarsın yağmurlu bir gecede Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış. Bil ki güzellikler de var bu hayatta. Gel Git'lerin olmadığı bir hayat düşünebilir misin? Hüzün olgunlaştırır, Kaybetmek sabrı öğretir.
Üç şey, dünya ve ahiret güzelliklerindendir: Sana zulüm edeni affetmen, seninle ilişkisini kesenle ilişki kurman ve sana karşı cahillik yapana yumuşak ve olgun davranman.
Kader hem zamana [tarihe ve an'a] ve mekana [uzaya ve vucudumuza] yayılan; hem de bizzat bizim ruhumuza, nefsimize, zihnimize, gönlümüze, vicdanımıza, bilincimize yani varlıgımızı teşkil eden yoğunluk bölgesine odaklanan gerilimin adıydı. İyi ile kötü, günah ile sevap, helal ile haram, doğru ile yanlış, ümit ile korku, ödül ile ceza, Cennet ile Cehennem arasındaydık. İnanmak insanın en ince ve en keskin sınırda hareket etmesi demekti. Buna mukabil, teslimiyette, iradenin forsunu aşan bir imkan vardı ki bunu ancak terbiyeden sonra gelen olgunluk sayesinde kavrayabilirdik.
Ey insanlar,günahkar besinlerle bedenlerinizin kutsallığını kirletmey bir son verin.Ekinlerimiz var ,dallarda bütün ağırlıklarıyla sarkan elmalarımız var;bağlarda olgun üzümlerimiz var;kimileri ateşte de pişirilebilen lezzetli bitkilerimiz ve otlerımız var. Sütten mahrum değilsiniz;kekik çiçeklerinin üzerindeki hoş kokulu baldan da.Dünya,sonsuz zenginliği ve cömertliğiyle ,bütün ihtiyaçlarınızı fazlasıyla karşılar ve öldürmeye yada kan dökmeye gerek kalmaksızın size yiyecek verir.Et, yalnızca yabani hayvanların açlığını giderir.Hatta bütün hayvanların da değil:Atlar,koyunlar ve çiftlik hayvanları, çimenlerle beslenir.Ama vahşi ve saldırgan olanlar;aslan,kaplan,kurt ve ayılar yiyeceklerini kanla ıslanmış olarak severler.Ah, ne kadar yanlıştır,etten bedenleri etle beslemek;açgözlü bir bedeni ,başka bir bedeni yiyerek semirtmek ;bir yaratığın yaşamını bir başka yaratığın ölümüne bağlamak! Silahlar ilk başta yalnızca vahşi hayvanların kanlarıyla lekeleniyordu ve bu kadarla kalması gerekiyordu:Bizi yok etmeye çalışan hayvanları öldürmenin günah olmadıgını kabul ediyorum ama her ne olursa olsun ,hayvanların yenmemesi gerekiyor!
Kişilerin elde ettikleri olgunlukların tatları, huriler, köşkler ve cennetlere benzetilmiştir. Bunlara verilen adlar takma adlardır. Çünkü eksik, cahil ve kıt akılları bulunan kişilere gerçek bu vesile ile anlatılabilir.