Gerçek şu ki, dul bir anne tarafından yetiştirilen her erkek çocuk, evli olarak doğmuş sayılır. bilmiyorum ama bence annesi ölene dek bir erkeğin hayatındaki diğer kadınların hiçbiri metres olmaktan öteye gidemez.
Dış dünyayla başa çıkmak istiyorsan, insanların yüzünü görmesine izin vermeyeceksin. Dünyada herhangi bir yere gidebilirsin; yeter ki insanların gerçekte kim olduğunu bilmelerine izin verme. Tamamen normal, sıradan bir hayat sürebilirsin. Yeter ki hiç kimsenin gerçeği öğrenecek kadar yakınına sokulmasına izin verme.
Tüm teatral rock yıldızları içinde Freddie bu işi en ileri götürendir. Tayt giyen bir adama her zaman hayranlık duymuşumdur. Bir kez onun konserini izledim ve gerçekten de dedikleri gibi seyirciyi avuçlarının içine almasını gayet iyi biliyor. Bir klişeyi kendi avantajına dönüştürebiliyor.
Felsefe sadece gerçekle uğraştığı izlenimi verir ama belkide düşlemleri dile getirir, edebiyatsa sadece düşlemlerle uğraştığı izlenimini verir ama belkide doğruyu dile getirir.
(İddianamede) Fikir özgürlüğünü ve anayasayı paravan yapanlar,önceleri Atatürkçü geçinirken,onun fikir ve şahsiyetinide küçük görmeye başladılar.Sadece Mustafa Kemal tarafını beyan ediyorlardı. şeklinde bir cümle mevcuttur.Bunu kesin olarak reddediyorum.Asla Kabul etmiyorum.Diğer yurtseverler de bunu kabul etmezler.Bu kasten tahrif edilmek isteniyor.Gerçekler örtülmek isteniyor.Bu cümle art niyetle hazırlanmıştır.Bu memlekette Mustafa Kemal'e gerçekten sahip çıkanlar varsa,onlar da bizleriz,sahip çıkmayanlar da ortadadır.Anayasanın uygulanmasını isteyenler gene bizleriz, anayasayı uygulatmayan yavuz kimselerse hala ortadadır. Ve o kişiler bugün bizim kellemizi istemektedirler.
Gazeteci Lisa Howard Bir devrimcinin sahip olduğu en önemli özellik nedir? diye sorar röportaj sırasında. Che yanıtlar : Aşk. Bu yanıt çok şaşırtmış olmalı ki tekrar etmekten kendini alamaz genç kadın. Aşk? İnsanlık aşkı, doğruluk ve adalet aşkı. Bunları taşımıyorsa benliğinde, gerçek bir devrimci değildir o.
İnsanoğlunun yaşamı iyi ve kötü arasındaki ebedi mücadeleden oluşmuştur. İyilik potansiyeli ne kadar artarsa kötülük kuvvetleri de o kadar güçlenir. Kötü denilen mevhum aslında bir yanılsamadır. İnsanoğlu kötüyü gördükçe ve ona inandıkça kötüyü gerçek kılar. İnsanoğlu karşısındaki kişide kötü bir şey görürse onun bilinci de bu gerçeği onun dünyası için yaratır. Bu yüzden herkes bir diğerinde olan sadece iyi yönleri görebilmeli, kötüleri göremeyecek hale gelmelidir. Bu tabii ki görmezden gelmeli anlamına alınmamalıdır. İyiliğin gerçeği ile kendi kendine teyit edebildiği kötülük arasındaki farkı görmeye çalışmalıdır.
Gerçek anlamda aydınlanmış kişiler, hiçbir zaman başkalarına öykünmez. Bunun yerine onlar kendilerinin önceki halini aşmaya çalışırlar. Başkalarıyla yarışma, kendinle yarış.
Ortak yaşam birliğinin tersine, olgun sevgi kişinin kendi bütünlüğünü, bireyselliğini koruyarak gerçekleştirdiği birliktir. Sevgi, insanı diğer insanlardan duvarları yıkan, onu diğerleriyle birleştiren, etkin bir güçtür. Sevgi kişinin soyutlanma ve ayrı olma duygularını yenmesini sağlar, kendisi olmasına, bütünlüğünü yitirmesine yol açar. Sevgide bir olan iki varlığın, iki ayrı varlık olarak da ikilemi yaşanır.
Sevginin yalnızca ayrıcalıklı bireysel değil de sosyal bir olgu olarak gerçekleşebilirliğine inanmak, insanın doğasını bilerek temellendirilmiş ussal bir inançtır.
Buluşlar gerçekleştirenler, dahiler alanlarıyla ilgili çalışmalarının ilk yıllarında çoğu kez son yıllarında da toplum tarafından hep birer salak olarak görülmüşlerdir.
İnsanlığa hizmet yolunda büyük işler başarmayı düşlüyorum sık sık, gerçekten de insanların mutluluğu uğruna çarmıha gerilmeye bile giderim belki, ama öte yandan bir insanla aynı odada iki gün yalnız kalmaya dayanamam, bunu deneyimlerimden biliyorum. Bana yakın olunca kişiliği onurumu eziyor, özgürlüğümü kısıtlıyor. Gelgelelim, kişilerden nefret ettiğim ölçüde insanlığa olan sevgim artıyor.
İyi yürekli akılsız bir aptal, kötü yürekli akıllı aptallar kadar mutsuzdur. Bilinen bir gerçek bu...İşte ben iyi yürekli, akılsız aptalın biriyim. Sen de zeki, kötü yürekli bir aptalsın. İkimiz de mutsuzuz, ikimiz de acı çekiyoruz.
Sinema rüyanın dillerini kullandığından beri rüyalar hakkında konuşmak filmler hakkında konuşmak gibi; yıllar saniyeler içinde geçebilir ve kendinizi bir anda başka bir yerde bulabilirsiniz. Bu görüntülerden oluşmuş bir dil. Ve gerçek sinemada, her nesne ve her ışığın aynı rüyada olduğu gibi bir anlamı var.
Önceleri sorularıma neden cevap alamadığımı anlayamıyordum, şimdiyse soru sorabileceğime nasıl inanabildiğimi anlayamıyorum.Ama gerçekte inanmıyordum ki, soruyorum sadece.
Odandan çıkman gerekmez, masanda oturmaya devam et ve dinle... Dinleme bile, sadece bekle...Bekleme bile, gerçekten sakin ve yalnız ol. Dünya özgürce sunacaktir kendini sana...Maskesinden sıyrılmak için başka seceneği yok, huşu içinde yuvarlanacaktır ayaklarının dibine.
Devlet, insanoğlunun tüm sorunlarına çözümler öneriyor; ticareti geliştireceğini, tarım ve sanayiyi kalkındıracağını, sanatı geliştireceğini, yoksulluğu ortadan kaldıracağını vadediyor. Bütün bunları gerçekleştirmek için, hükümetlerin istediği sadece yeni bazı kurumlar oluşturmak ve birkaç yeni bürokrata ödeme yapmak!
Modern devlet,biçimi ne olursa olsun,özü itibariyle,kapitalist bir makine'dir,kapitalistlerin devleti'dir,toplam ulusal sermaye'nin ideal kişileşmesi'dir.Üretici güçleri ne kadar çok kendi mülkiyetine geçirirse,o kadar çok gerçek kollektif kapitalist durumuna gelir,yurtdaşları o kadar çok sömürür.İşçiler ücretli işçi,proleter olarak kalırlar.Kapitalist ilişki ortadan kaldırılmaz.Bilakis doruğuna tırmandırılır.
Ancak hepiniz beni inkar ettiğiniz zaman size dönmek isterim. Gerçekten,kardeşlerim,o zaman kaybettiklerimi başka gözlerle arayacağım.O zaman sizleri başka başka bir sevgi ile seveceğim.
Ahlaksal" diye nitelenen yönetmelikler gerçekte, insanlara karşı olup insanların mutluluğunu kesinlikle istemezler. Keza bu yönetmelikler "insanlığın mutluluğu ve refahı" ile bağıntılı olmaktan uzaktır.
Her şeyi bilme şeklindeki bu kendini beğenmiş küstahlığın temeli hiçbir zaman hiçbir şeyi anlamamış olmaktan başka birşey değildir. Bir kerecik bile olsa, tek bir şeyi tam olarak anlama deneyimi olan ve bilginin nasıl elde edildiğini gerçekten duyumsamış olan bir kimse, kendisinin hiç anlamadığı, sonsuz sayıda başka hakikatlerinde var olduğunu fark eder.
Tanrı, insan ve madde diye ayırım yapmak anlamsızdır. Evrensel cevher, saf bilinç olan ruhtur. Düşünce basamaklarını kateden insan sonunda kendisine döner. Gerçek ruhun kendisi olduğunu keşfeder. Aslında insan tanrı; tanrı da insandır.
Çılgın mı doğmuştum, yoksa fazla mı akıllıydım bilmiyorum; benim dünyam yeryüzüne uygun degildi... Düş dunyasından çıkıp gerçeklerle karşılaşınca tedirgin oluyordum. Toplumun dısında, siyasetin dısında, sporun dısında, kilisenin dısındaydım. O günlerde, eğer öyle bir deyim bulunsaydı," Her şeyin dışındaki " denebilirdi bana.
Ne olursa olsun mutlu değildi, hiçbir zaman mutlu olmamıştı. Hayatın bu yetersizliği, dayandığı şeylerin hemen bozulup çürümesi nereden geliyordu? Ama, bir yerlerde kuvvetli ve güzel bir insan, hem coşkunluk, hem de incelikle dolu kıymetli bir varlık, bir melek kılığı altında bir şair kalbi, gökyüzüne şairane düğün destanları söyleyen tunç telli bir rebap bulunsaydı, onunla tesadüfen niçin karşılaşmamalıydı? Ah, ne imkansızlık! Zaten hiçbir şey böyle bir araştırmaya değmezdi; her şey yalan söylüyordu, her gülümsemenin altında sıkıntıdan bir esneme vardı. Her sevinç bir lanet, her zevk bir iğrenme gizliyordu ve en iyi öpücükler, dudaklarda gerçekleşmesi imkansız daha yüksek bir şehvet özlemi bırakıyordu.