Iyd-i Sa'id-i fıtrınızı can u gönülden tebrik eder, nice nice yıllara sevdiklerinizle birlikte sıhhat, afiyet, saadet, selamet ve devletle ulaşmanızı nice nice Ramazanlara, mutlu bayramlara erişmenizi temenni ve niyaz ederim.
Kendini ulusuna hizmet etmeye adayan siyasetçiye devlet adamı denir. Ulusun kendisine hizmet etmesi gerektiğini düşünen devlet adamına ise siyasetçi. George Pompidou
Dünyaya güzel karakterlerini göstermek isteyen eskiler, önce devletlerini bir düzene koymaya çabaladılar. Devletini düzenlemek isteyenler, önce evlerine çeki düzen verme gereğini gördüler. Evlerini düzene koymak isteyenler, önce kişiliklerini terbiyeden geçirme gereğini anladılar
"Demokrasi" ve "demokratik devlet" kavramlarının kullanımı konusunda büyük bir eksiklik vardır. Bu kelimeler açıkça tanımlanmadıkça ve anlamları üzerinde uzlaşılmadıkça insanlar bu anlam karmaşası üzerinde yaşamaya devam edeceklerdir ve bu
Akıllı liderler toplumun temel yapısını ve değerlerini zaafa uğratmaktan kaçınmalıdır. Zira bu türlü davranışlar önce toplumu, sonra da devleti zaafa ve yıkıma götürür.
Her kişinin kendi bölge cumhuriyetinin ya da başka yüksek mercilerin idaresinde pay sahibi olduğu ve işlerin yönetimine, yılda bir gün sadece seçimde değil, fakat her gün katkıda bulunduğunu hissettiği yerde, devlet işlerinde yer alabilmek için
Aktif gücü elinde bulunduran sadece devlet olmamalıdır. Eğer insanlar medeni olmak istiyorlarsa, organizasyon kurma sanatı geliştirilmeli ve genişletilmelidir.
Bir devlet görevlisi veya savcı tarafından, suçu açık bir şekilde tanımlanmadığı sürece evinde arama yapılması ve kişinin tutuklanması çok elimdir ve baskı demektir. Bu tür eylemlere izin verilmemelidir.
Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da milli egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.
Devlet birçok kişi tarafından yönetilirse bu ona, tıpkı giderleri toplulukça kaynaklanan şölenin tek kişinin hazırlayacağı bir şölenden daha üstün olması gibi bir üstünlük sağlar. Onun içindir ki çoğunluk, birçok durumda, her kim olursa olsun tek bir kişiden daha iyi bir yargıçtır. Ayrıca çokluk daha güç bozulur ya da kıstırılır. Kötü bir anında olan ya da konuya ilişkin çok güçlü duyguları bulunan bir kişinin yargısı ister istemez çarpık olacaktır. Öte yandan, bir kitlenin yargıda bulunması durumunda, kitleyi oluşturan her kişinin aynı anda duygulara kapılmasını ve yargısını çarpıtmadan ayarlamak güçtür.
Seks, çerçöpüyle izinsiz içeri girmekte, devlet adamlarının müzakerelerine ve alimlerin araştırmalarına müdahale etmekte tereddüt etmez. Her gün en değerli ilişkileri mahveder. Daha önce onurlu ve dimdik olan insanların vicdanını çalar.
Bir dünya devletinin ciddi savaşları önlemesi için minimum bir güce sahip olması gerekir. İlk ve en önemlisi, dünya devletinin dünyadaki tüm silah ve silahlı kuvvetlerin tekeline sahip olması gerekir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Türkiye`de hanımların giyim kuşamına, başörtüsüne özel yaşamlarında hiç kimse karışmıyor. Ancak, burası hiç kimsenin özel yaşam mekanı değildir. Burası, devletin en yüce kurumudur. Burada görev yapanlar, devletin kurallarına, geleneklerine uymak zorundadırlar. (Sesini iyice yükselterek) Burası, devlete meydan okunacak yer değildir. Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz.
İddianameye karşı diyeceklerim mevcuttur, iddianame kelle istemek için hazırlanmıştır. Yapılan tahliller yanlıştır, hatalıdır, değerlendirmeler keza isabetsizdir. Yalnız biz varlığımızı hiçbir karşılık beklemeden esasen Türk halkına armağan etmiş bulunuyoruz ve Türk halkı ve devletin bağımsızlığına armağan etmiş bulunmaktayız.. Bu sebeple ölümden çekinmiyoruz.
Kadının gelişimi, bağımsızlığı özgürlüğü kendisinden gelmelidir. İlk olarak kendisini bir obje değil, bir kişilik olarak ortaya koymalıdır. İkincisi, hayatını basit, fakat zengin ve derin kılarak; kendi bedeni üzerinde başkalarının iddia ettiği tüm haklara karşı koymalı, istemediği sürece çocuk yapmamalı, tanrının, devletin, kocasının, ailesinin bir kulu olmaya karşı çıkmalıdır.
Bu da hayatın tüm karmaşıklığını ve özünü anlamaya çalışarak, yani kendini toplumun fikirlerinden ve yargılarından özgürleştirerek olur.
Sitemizin sevgi sözleri bölümü için söz göndermek ister misiniz? ~ WWW.LOVE.GEN.TR ~
Eğer padişah siz iseniz, devletimizin bu zor gününde ordumuzun başında olmamanız törelerimize uymaz. Yok, eğer padişah ben isem, işte size emrediyorum, geliniz ve derhal ordularımın başına geçiniz.
Yoldaki soygunculardan farklı olarak teşvikler ve tarifeler yoluyla devletten soygunculuk yapanlar sadece yasayı ihlal etmekle kalmazlar, aynı zamanda yasal araçlarla kötü işleri yaparlar.
Bugün vatandaşlar arasında kardeşliği, birliği geliştirmekle yükümlü olan devletin, onları devletten lütuf bekleyen, bir şeyleri koparmaya çalışan bireyler haline getirdiği kuşkusuzdur. Bugün tarım, sanayi, ticaret gibi kesimler devletten bir şeyler koparmak için çılgın bir yarış içindedirler. Herkesin gayreti yasa koyucudan kardeşlik adına bir imtiyaz koparmak şeklinde özetlenebilir.
Devletin büyümesi Malthus Kanunu'na tabidir. Bürokratlar konusunda Malthus'un fikirlerine kesinlikle inanıyorum. Bürokratların sayısındaki ve projelerin parasal değerindeki artış, Malthus Kanunu ile sabitlenmiştir. Eğer devlet hizmetlerinin yerine getirilmesine yönelik 800 Milyon frank harcama için oy kullanırsak, bürokratlar bu 800 milyonun hepsini harcarlar; eğer onlara iki milyar versek, bürokrasi hemen kendini genişletir ve projelerin miktarı da genişler.
Modern devlet,biçimi ne olursa olsun,özü itibariyle,kapitalist bir makine'dir,kapitalistlerin devleti'dir,toplam ulusal sermaye'nin ideal kişileşmesi'dir.Üretici güçleri ne kadar çok kendi mülkiyetine geçirirse,o kadar çok gerçek kollektif kapitalist durumuna gelir,yurtdaşları o kadar çok sömürür.İşçiler ücretli işçi,proleter olarak kalırlar.Kapitalist ilişki ortadan kaldırılmaz.Bilakis doruğuna tırmandırılır.
Dünyadaki bütün milletler, yabancı devlet hakimiyetinde kalan soydaşlarını kendileriyle birleştirmek için silahlı ve silahsız savaşlar yaparlar. Bunun adı emperyalizm değildir, irredantelizmdir ki makbul bir davranıştır.
Ne şaşırıyorsunuz bre reziller! yoksa oyun oynamak sizinle devlet yönetmekten daha iyi değil mi? Artemis tapınağında çocuklarla oyun oynarken yanına gelen Efeslilere.
Tüketicilerin çıkarlarının ve değer yargılarının toplumun yararı için yeterli olmadığı ileri sürülerek her defasında devlet müdahalesinin gerekliliğinden sözedilmektedir... Tecrübe açık bir şekilde birbiri ardına devlet müdahalesinin doğru olmadığını bize öğretmekte ve tüketicilerin çıkarlarının tüketim mallarının etkin bir şekilde sunulmasının en etkin garantisi olduğunu göstermektedir.
Atatürk gibi eşsiz bir kahramanı istihlaf etmiştim (halef olmuştum). Benim için en büyük tehlike onun gölgesi altında erimek ve ezilmek idi. Devlet icraatının bütün sorumluluğu bana ait olmalıydı. Bunun için de kudretim neyse benim damgamı taşıyacak bir dönemin başladığının belli olması gerekiyordu. Paralara resim nakşedilmesi tarihten gelen bir devlet kudreti ve hakimiyeti geleneği idi. Parada pulda yapılanların başka türlü manalandırılması bir istismardır. Ve vebali yapanlara aittir. Bizim ona vefa ve sadakatimiz tarihin imtihanından geçmiştir.
Siyasetin bütün iniş çıkışı bir yandan kurtların, diğer yandan çakalların devlete karşı toplumu, topluma karşı devleti koz olarak kullanışına ayarlanmıştır. Bu iniş çıkıştan başı dönen Türk toplumu bir türlü hem güvenliğini, hem de özgürlüğünü bir arada, birlikte istediğini ve biri için diğerini feda etmek mecburiyetinde olmadığını söylemez, söyleyemez. Kurtların kurtluk, çakalların çakallık yapmalarından ülke lehine bir sonuç çıkabileceği ihtimalini hep göz önünde tutar. O kadar ki kurtların çakallaşması, çakalların kurtlaşması Türklerde endişe uyandırır. Çünkü onlar da bütün hazırlıklarını hayatlarını yaşamak üzere yapmışlardır. Kurt veya çakal, takılacak birileri olsun isterler.
Orta-Doğu ve Balkanları Avrupa ve Amerika'nın tasallutundan kurtarma yükü Osmanlı Devleti'nin omuzlarındaydı. Önceleri bölgede bir Pax-Ottomana ihdas etmiş bulunan Osmanlıların omuzları zamanla bu yükü kaldıracak güçten mahrum kaldı. Daha doğrusu Avrupa ve Amerika'nın güçlü oldukları alanla Osmanlıların güçlü olduğu alan birbirinden farklıydı. Güçler arasında mahiyet farkı vardı. Kapitalizmin dünyaya sunduğu ölçüler bakımından Osmanlı Devleti dünyanın en güçsüz devletiydi. Bu güçsüzlüğün kaçınılmaz sonucudur ki Osmanlılar tarihten silindi, gitti. Fakat Osmanlı devletinin hayat kaynağı sarih bir biçimde anti-kapitalist olan tarih yükü Türkiye'ye kaldı. Türkiye'nin etrafındaki ülkeler bu yükten muaf oldukları için her aşamada Avrupa ve Amerika oralara musallat oluyor. Karışıklıkların sebebi bu. Türkiye başından tarih yükünü atmaya kalkışamıyor. Sakin kalışının sebebi bu.
Türkiye devlet olarak bilgiden inhiraf ve sahici bilgiye biganelik bakımından dünyada yalnız değildir. Türkiye'nin dünyada biricik olduğu husus "millî kültür" konusunda millî müktesebatının ve millî mevcudiyetinin zıddı istikamette ilerleyişidir. Sahiciliğin dünyanın her yerinde devlet himayesinden yararlanmadığını gözlemleyebilirsiniz. Sahicilik her zaman avaredir. Ne var ki sahiciliğin devlet tarafından bir tehlike olarak algılandığı ve kifayetsiz muhterisler tarafından düşman ilan edilip devlete ihbar edildiği yegane ülke Türkiye'dir. Sahtecilikle gününü gün edenler bir gün sahiciliğin onlara öldürücü bir nihaî darbe indireceğinden korkuyorlar.
Demokrasiyi kontrol edecek en etkili ve en iyi yöntemlerden birisi federasyondur. Federal sistem egemen devletlerin belirli ve tanımlanmış haklarının dışındaki yetkileri sınırlar ve dağıtır.
Asırlarca eğitimin bir devlet hizmeti olduğu keşfedilemedi ve devlet eğitim işlerine karışmadı. Fakat ne zaman ki modern absolutizm (mutlakçılık) ortaya çıktı, o zaman devlet her şey üzerinde hak iddia etmeye başladı. Ticaret, sanayi, edebiyat, din ve diğer bir çok hizmetin devletin görevi olduğu deklare edildi. Bu hizmetler devlete havale edildi ve devlet tarafından kontrol edilmeye başlandı.
Devlet insan tabiatının bütün özellikleri ile yansımasından başka bir şey değil midir? Eğer, insanlar melek olsalardı, o zaman devlete gerek olmazdı. Eğer melekler insanları yönetselerdi, o zaman da devleti kontrol etmeye ve sınırlamalar getirmeye gerek olmazdı.