Herhalde delalet ve dinde mezhep ayrılığı konusunda bir şeyler eklemem yanlış olmaz. Bir Türk, bir hıristiyana göre dine karşı gelen (delalet eden) ya da mezhep ayrılığında bulunan birisi değildir ve olamaz da. Eğer herhangi bir insan hıristiyanlıktan islama geçerse, delalet etmiş ya da hizipçilik yapmış sayılmaz. Sadece mürtet ya da kafir olarak addedilebilir. Hiç kimse farklı dinlere mensup kimselerin dinlerini değiştirmemeleri halinde onları delaletle ve hizipçilikle suçlayamaz.
İnsanlar, aşk üzerindeki görüşlerini değiştirmelidir. Kadınla erkek, cinsel aşkı şimdi olduğu gibi şiir havasına büründürmekten kaçınmalıdır. Bunun yalnızca insanı alçaltan hayvanca bir iş olduğu kabul edilmeli.
Bir yüzün güzelliği tebessümde yatar diye düşünüyorum: eğer gülümseme yüzü daha da çekici kılıyorsa, o güzel bir yüzdür; eğer tebessüme rağmen yüz aynı kalıp değişmiyorsa, sıradan bir yüzdür; eğer tebessüm güzelliği bozuyorsa, o yüz çirkindir.
Niye iyilerin başına birçok bela gelir? İyi insanın başına hiçbir kötülük gelemez; karşıtlar birbirine karışmaz. Nasıl bu kadar çok nehir, gökyüzünden yeryüzüne düşen bu kadar şiddetli yağmur ve bunca güçlü şifalı su denizin tadını değiştirmez, hatta bozamazsa, aynı şekilde felaketlerin hücumu da cesur insanların ruhunu alt üst edemez. Ruh kendi konumunda kalır ve her ne olursa, onu kendi rengine döndürür; çünkü ruh bütün dış şeylerden daha güçlüdür. İyi insanın ruhu bu olanları duyumsamaz demiyorum; aksine onların üstesinden gelir ve saldırıların karşısına sakin ve yumuşak başla dikilir. Her talihsizliği bir deneme sayar.
Bazen sağa sola kızsaydım, kıyafetimi değiştirseydim, sinirli, sakin, hırslı, tembel, şehvetli ve değişik karakterli olsaydım şimdi nerede olurdum sence? O zaman neyi başarmış olurdum? Can sıkıntısı olmayan bir adam insan değildir. Delidir o.
Sağlıklı bir göz, görülebilen her şeyi görebilmelidir ve ˜yalnızca iyi olan şeyleri görmek istiyorum' demez; çünkü bu ancak hastalıklı bir gözün durumudur. Sağlıklı bir kulak ve sağlıklı bir burun, işitilebilecek ve koklanabilecek her şeyi algılamalıdır.Şunu unutma ki, düşünceni değiştirmek ve senin yanlışlarını düzelten birisinin söylediklerine uymak özgürlüğünden ödün vermek anlamına gelmez. Çünkü bu değişiklik, senin iradenle olmuştur, kendi arzuna, değerlendirmene ve anlayışına uygun olarak yapılmıştır.
Rekorları değiştirmeye başladığımda Elvis Presley'in ve Beatles'ın rekorlarını kırdım ve ertesi gece bana ucube, homoseksüel, çocuk tacizcisi ithamlarında bulundular. Ten rengimi beyazlattığımı söylediler. Halkı bana karşı tavır aldırmak için herşeyi yaptılar. Bu bir komplo!.
Aşk insanın sadece psikolojisini ve kimyasını değil; tarihini, müzigini, coğrafyasını, edebiyatını, fiziğini, beslenme çantasının içindekileri, hayat bilgisini de değiştiriyor.
Ne kadar iyi düşünülmüş olursa olsun küçük adımlar evrensel, küresel ve feci bir hal almış problemleri kısmi olarak dahi çözemez. Eğer kısmi 'çözümler' denen birşey varsa bu sadece ekolojik krizin sabit doğasını gizlemek için kullanılan makyaj malzemesidir. Onlar bu suretle halkın dikkatini ve teorik içyüzünü, gerekli değişikliklerin derinliği ve genişliği hakkındaki yeterli kavrayışdan alıkoyarlar.
Servet sahibi olmanın sadece iki yolu vardır: Ekonomi yoluyla (gönüllü üretim ve mübadele) ve politika yoluyla. Serbest piyasada sadece ekonomik araçlar kullanılır ve sonuçta herkes yaptığı hizmet karşılığında bir para kazanır. Devlet teşvikleri işin içine girince durum değişir. O zaman servete ulaşmak için politik araçlar devreye girer.
Rekabet ortadan kalkarsa, dünyadasınızdır, ama dünyadan değilsinizdir. Eğer tutkular yok olursa, terk edilmesi gereken bir dünya da kalmaz. Fakat bu şekilde tutkular ve rekabet nas...ıl yok olabilir ki? Biz ona yeni yollar yaratıyoruz. Birisi sizden daha fazla para, öteki ise daha fazla erdem kazanmaya çalışıyor. Fark nedir? İkisi de aynı arzudur, aynı rüyadır, aynı uyku durumudur. İnsanlar rüyalarının peşinde koşuyorlar, rüyalar değişiyor ama onlar asla uyanmıyorlar. Rüyalar değişir, fakat siz bu rüyada, ya da o rüyadasınızdır, kendinizi karanlıkta kaybedersiniz. Aydınlanmak, rüyaları değiştirmek, eski bir rüyadan başka bir rüya durumuna geçmek, eski rüya yerine yeni bir rüya yaratmak değildir.
Kendi merkezimize başkasını, ilişkide olduğumuz birini oturtuveririz. Babamız annemiz, kardeşimiz yahut sevgilimiz. Belki çocuğumuz ya da patronumuz! Herhangi birisini oraya yerleştirebiliriz. Sonra da kendimiz yerine o kişiyi değiştirmeye çalışırız. Kendimizi aramak ve bulmak arzusu derinlerde duruyorken; bizi o kişi yahut kişileri yaşamımızın amacı haline getiririz.
Bazen gökyüzünde siyah bulutlar olur;gökyüzü bu siyah bulutlar yüzünden değişmez.Ve bazen beyaz bulutlarda olur ve gökyüzü bu beyaz bulutlar yüzünden de değişmez.Bulutlar gelirler ve giderler gökyüzü baki kalır.Sen gökyüzüsün ve düşüncelerde bulutlardır.Eğer düşüncelerini titizlikle izlersen,eğer onları kaçırmazsan,eğer onlara doğrudan bakarsan ilk şey bunu anlamak olacaktır ve bu çok büyük bir anlayıştır.Bu senin aydınlanmanın başlangıcıdır.Artık sen uykuda değilsin,artık gelip giden bulutlarla özdeş değilsin,artık sonsuza dek baki kalacağını biliyorsun.tüm kaygı yok olur.
Aşk öyle derin bir ihtiyaçtır ki onsuz yaşayamazsınız;ya kendisi ya da yedeğini ararsınız.Yedek sahte olabilir ama en azından bir süreliğine aşık olduğunuz hissine kapılabilirsin.Sahtesi bile keyiflidir.Eninde sonunda sahte olduğunun farkına varırsın;o zaman sahte aşkı gerçeğine dönüştüremezsin o zaman sevgili değiştirirsin.İki olasılık var;bu aşkın sahte olduğunu anladığında kendini değiştirebilirsin,sahte aşkı bırakıp gerçek bir aşığa dönüşebilirsin.Diğer olasılık ise sevgilini değiştirmektir.Aklın seçtiği yol budur.
İnsanların hiç kimsenin işaretli kağıtlarla oynamadığını anlaması gerekiyor; bazen kazanırız ve bazen de kaybederiz. Hiçbir şeyi geri almayı bekleme, yaptıkların için takdir edilmeyi bekleme, ne kadar zeki olduğunun keşfedilmesini bekleme ya da aşkının anlaşılmasını. Daireyi tamamla. Gururlu, yetersiz ya da kibirli olduğun için değil, sadece artık onun senin yaşamında yeri olmadığı için. Kapıyı kapat, plağı değiştir, evi temizle, tozdan kurtul. Geçmişte olduğun kişiyi bırak ve şu anda kimsen, o ol.
Doğduğumuz andan ölene kadar hayatımız sürekli bir yolculuktur. Manzara değişir, insanlar değişir, ihtiyaçlar değişir, ama tren hep ileri gider. Hayat bir trendir. Tren istasyonu değil.
Hiç bir şeyi geri almayı bekleme.! Yaptıkların için takdir edilmeyi bekleme. Ne k...adar zeki olduğunun keşfedilmesini bekleme. Ya da Aşkının anlaşılmasını..Daireyi tamamla Gururlu, yetersiz ya da kibirli olduğun için değil. Sadece onun senin hayatında yeri olmadığı için, Kapıyı kapat, plağı değiştir, evi temizle, tozdan kurtul. Geçmişte olduğun kişiyi bırak, ve şu an kimsen o ol.
İnsan her zaman aynı insanları görürse, bunları yaşamının bir parçası saymaya başlar. İyi, ama bu kişiler de bu nedenle, yaşamımızı değiştirmeye kalkışırlar. Bizi görmek istedikleri gibi değilsek hoşnut olmazlar, canları sıkılır. Çünkü, efendim, herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini elifi elifine bildiğine inanır. Ne var ki, hiç kimse kendisinin kendi hayatını nasıl yaşaması gerektiğini kesinlikle bilmez.
Sanayi Çağının simgesi makineleşmeydi. Yaklaşan yeni dönemin simgesi ise gezegen olacak. Yani yaşayan, kendi kendini yaratan ve yenileyen bir sistem. Yöneticilik anlayışı da bu doğrultuda değişecek.
Gerçek aşk sevgilinin bütün kusurlarını görür ve sever... Aşk inanmanın şiiridir. Aşk şüphe etmez. Aşk kıskanmaz. Aşk iğrenmez. Aşk çirkin bulmaz. Aşk küçümsemez. Aşk bencilliğin, kendini sevgiliden daha üstün görmenin, buhranın ve kötümserliğin tam zıddıdır. Aşk istemez, yalnız verir. Aşk bir mücadele değil âhenktir... Aşk bunun için ilâhidir... Gerçek aşkın bir tek değişmez vasfı vardır: Tükenmezlik... Aşk engellere ve hücuma uğradıkça kuvvetlenen ihtirastır. Rakipsizdir, yenilmez... Aşk kendi saadetini bir başkasınınkine feda etmektir... Mârifet bize yâr olmayan sevgiliyi kalbimizin içinde öldürmek! İşte en haklı, en mâsum, en kudretli ve en muhteşem cinayet.
Din bize görüşlerimizi değiştirmememiz gerektirdiğini ve ayrıca, kavranması mümkün, ilgi uyandırıcı konuların keşfedilmesini arzulamamayı öğretir. Din bilimin düzenini bozar ve kişinin idrak kabiliyetini baltalar.
Hiçbir şey için asla çok geç değildir ya da benim durumumda, istediğin kişi olmak için çok erken değil. Zaman sınırı yoktur,istediğin zaman başlayabilirsin. Değişebilir ya da aynı kalabilirsin. Bunun bir kuralı yoktur. En iyisini ya da en kötüsünü yapabiliriz. Umarım,sen en iyisini yaparsın. Umarım,seni şaşırtacak şeyler yaşarsın. Umarım,daha önce hiç hissetmediğin şeyler hissedersin. Umarım,değişik bakış açıları olan insanlarla tanışırsın. Umarım, gurur duyacağın bir hayatın olur. Öyle olmadığını anlarsan... Umarım, en baştan başlayacak gücü bulursun.
Sen darda olduğun vakitlerde , sana bahşedilmiş olanlarla elinden geleni yaparsın en güzel çareleri düşünürsün uygularsın.. Fakat yine bir şeyler olmuyorsa o zaman teslim olmayıp kendini yerden yere vurman iyi bir durum değildir. Kendi iç huzurunu bozarsın daha direnmekle. Diren direnebildiğin kadar uygula sana verilmiş olanla, o anki imkanlarınla. Teslim ol demek elin kolun bağlı otur demek değildir. Sadece sen her imkanı denediğin halde olmuyorsa onda senin için belki daha değişik güzellikler olacaktır. Veya senin için hayırlısı neyse o olacaktır.
Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?
Hakkın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden iyi olmayacağını ?
Hiçbir düşünce kutsal değildir. Bütün düşünceler gelişir ve değişir. Eğer gelişmeyen ve değişmeyen bir düşünce varsa, çoktan bitmiş, ömrünü tüketmiştir. Sadece embesiller fikir değiştirmez.
Her zaman yapılan yanlış nedir, bilir misin? Yaşamın değişmez olduğunu sanmak, Trenin ray değiştirmeden sonsuza kadar gideceğini düşünmektir. Oysa kaderin hayal gücü bizimkinden daha renklidir.
Kader bazen senin kaderini iyileştirmek ister ve yine bazen, iyileştirme yapmakta olan kaderden habersiz biçimde, sen kaderini eline almaya çalışarak, kaderini değiştirmek isteyen kaderine engel olursun.
Yaşam, üç beş parça şeyin durmadan yer değiştirerek ürettiği sonsuz sayıda aslı olmayan görüntüdür. İki hidrojenden bir helyum, üç helyumdan bir karbon, trilyonlarca karbondan insan, milyonlarca trilyon karbondan dünya... Bu kadar ve başka bir şey yok.