İnsanların en büyük hatalarından biri şudur: Neyi nasıl yapacaklarını bilirler ama zamanı geldiğinde sanki bilmiyorlarmış gibi davranırlar. Sorun daha fazlasını bilmekte değil, bildiklerini yaşaya bilmektedir.
Sevgi ve aklın büyük yasasından uzakta yaşayanlar yalnız değillerdir, etrafları tutkular, korkular, nefretler ve diğer korkunç canavarlarla çevrilidir.
Kendine karşı yapamadığın büyüklüğü başkasına gösteremezsin. Kırılmadan eğilmeyi bilmeli insan. Kendini yeniden acı çekmeye davet etse de affedebilmeli insan. Ve unutmalı.
Büyük bir tarihi olmayan, böyle büyük bir tarihe dayanmayan toplumlar, hiç bir şart altında, bir büyük milli edebiyat-sanat yaratamazlar, böyle büyük bir edebiyat ve sanat yaratamadıkça da dünya edebiyat ve sanatının vardığı çizgiye katiyen ulaşamazlar.
Seninle ben bir çaydanlık gibiyiz. Ben üst kısmıyım sen alt kısmı.. hani büyüksün ya ! Aramızdaki fark ise şu; Ben sensiz de demlenirim, ama sen bensiz ancak su kaynatırsın.
Sağlaması yapılmış bir çarpım gibiyiz sevişmelerden sonra: İkimizden biri sıfır olsa, diğeri ise istediği büyüklükte bir sayı; farketmeyecek sonuç sıfır.
İnsanlar arasında iyilikten başka hiçbir üstünlük kabul etmem. Karakterin olmadığı yerde, ne büyük sanatçı, ne de büyük mücadele adamı vardır. Orada var olan, zamanın yok ettiği, içleri boş yaratıklardır. Bütün mesele, büyük görünmek değil, gerçekten büyük olmaktır.
İnsanlar arasında iyilikten başka hiçbir üstünlük kabul etmem. Karakterin olmadığı yerde, ne büyük sanatçı, ne de büyük mücadele adamı vardır. Orada var olan, zamanın yok ettiği, içleri boş yaratıklardır. Bütün mesele, büyük görünmek değil, gerçekten büyük olmaktır.
Türk kadınlarının en büyük süsü Türk oluşlarıdır. Onlar süslenmek için elmas veya zümrüt takınmıyorlar, belki üzerlerinde taşıdıkları o taşları süslemiş ve kıymetlendirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır...
Her insan mutlu olamaz. Çünkü gereğinden fazla özler hayatından çıkanları, hak ettiğinden daha büyük umutlarla bekler hayatına girenleri. Ve asla göremez yanı başındakileri.
Hiçbir çağ yasak değil bize, hepsine ulaşabiliriz, eğer gönül yüceliğimizin gücüyle insana özgü zaafların dar sınırlarının ötesine geçmek istersek çok büyük bir zaman aralığında gezinebiliriz.
Peygamber Efendimiz'in (aleyhissalâtü vesselâm) hiçbir beyanında en büyük hasımları olan Ebû Cehil'den, Utbe'den vs. şikayet ettiğini göremezsiniz. Biz de Efendimiz'in ahlâkıyla ahlaklanmalı; bize saldıranlarla uğraşma yerine yapmamız gerekli olan işlerle meşgul olmalıyız. Zaten Kur'an da, ˜Aleyküm enfüseküm-Siz kendinize bakın' demiyor mu!?
Barış ile Kölelik arasında çok büyük fark vardır Barış huzur dolu bir özgürlüktür.Kölelik ise yanlız şavaşarak değil Ölümü bile göze alarak uzak tutulması gereken her türlü kötülüğün en kötüsüdür.
İnsanlar beni görüp çok güzel bir hayat yaşadığımı düşünüyorlar. Ama ben dünyanın en çok tehlike altında olan adamını, ABD başkanını seven bir kadınım, ne büyük acılar içinde kıvrandığımı bilemezsiniz
Düşlerinizi küçümseyen insanlardan uzak durun. Küçük insanlar bunu hep yaparlar, oysa büyük insanlar, büyük düşlerinizi gerçekleştirebileceğinize inanmanızı sağlarlar.
İncir çekirdeğini doldurmayacak kadar!..diye niye küçümserler ki; Kalp pekmi büyük incirden?Bakın bakalım insan neler çekiyor, incir çekirdeği kadar kalbe düşenden.
Dünyada en büyük musibet, cahilin ilim davasında bulunması, o davanın da cahillerce doğru zannolunmasıdır. İnsan bilmediğini açıkça itiraf edecek olursa, hem vebal altına girmekten kurtulur, hem de hulus-u her hayırlı iş ve ameli Allah rızasını niyet ederek yapmak niyyeti dolayisiyle Allah'ın ilham ve talimine mazhar olur...
İnsan büyük bir şeydir ve içinde her şey yazılıdır. Fakat karanlıklar ve perdeler bırakmaz ki insan içindeki o ilmi okuyabilsin. Bu perdeler ve karanlıklar; bu dünyadaki türlü türlü meşguliyetler insanın dünya işlerinde aldığı çeşitli tedbirler ve gönlün sonsuz arzularıdır.
Büyük Allah'tan bizler niye terbiye isteriz? Çünkü terbiyesizler, Allah'ın lütfundan mahrumdurlar. Terbiyesiz, yalnız kendine kötülük etmez, bütün utanç ve erdem ufuklarını ateşler.
Sonuçta bu kıskançlıklarla yaşamak zorundasın. İncittiklerini düşünüyorlar. Beni hiçbirşey incitemez. Ne kadar büyük yıldızsan, o kadar büyük hedefsin. En azından konuşuyorlar. Konuşmayı bıraktıklarında, o zaman endişe etmelisin.
Biz insanlar ne büyük acılara, ne büyük mutluluklara dayanıyoruz; çünkü bu acılar ve mutluluklar küçük olaylardan oluşmuş büyük bir sis tabakasına bürünerek geliyorlar. Yaşam bu işte: Sis.
Devletin büyüklerine dil uzatma. Hataları olursa onlara aittir. Senin tutumun, emirlere uymak, düzeni bozmamak olmalı. Eğer tenkit edeceksen, sıfatı tenkit et, öze dokunma. Methedersen, her ikisini de methet.
Geçtiğimiz yollarda kaybettiklerimizin bize en büyük kötülüğü kendilerini bize tekrar tekrar hatırlatmalarıdır.Bir kere kaybetmekle kurtulamadığımız şeylerdir Yoklukları hayatımızdaki varlıkları haline gelir.Hep ama hep hatırlarız.ne biçim kaybetmektir bu.