İnsanı yıldırmak, susturmak, sömürmek için üstüne gelen güç ne kadar büyük olursa olsun, sinip kenara çekilerek yenilgiyi kabul etmek yerine ;hayatını doğru bildiğin yolda yaşamak gerek.
Uysal sevgilim, ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim Elimde uçuk mavi bir kalem, cebimde iki paket sigara Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz. Her şey seni bekliyor, her şey gelmeni içeri girmeni senin elinin değmesini gözünün dokunmasını ve her şey tekrarlıyor seni nice sevdiğimi.
Düşünceye câzip ve parlak bir biçim vermek küçültür düşünceyi. Büyük yazar içinden gelen sesi olduğu gibi haykırandır. Kelimeleri kullanırken avamın hoşuna gidip gitmeyeceğini düşünmez.
Hakiki büyük adamlar güzel ağaçlara benzer. Dallarında yuvalar kurulur, gölgesinde yorgunlar dinlenir, çiçeklerine sürünenler güzel koku alırlar, meyvesiyle açlar doyar ve yaprakları arasından dökülen güneş damlaları toprağa hayat verir. Hiç kimseye ve hiçbir şeye zararı dokunmaz.
Yaşama sanatı, sevdiklerimize onlarla birlikte olmaktan ne büyük bir zevk duyduğumuzu göstermemekten başka bir şey değildir. bunu başaramadık mı, bırakıp giderler bizi.
Fabrikaların ve yüksek bacaların kentiydi, bu bacalardan her zaman yılan gibi kıvrıla kıvrıla dumanlar yükseliyor, birbirine dolanıyor ve hiç çözülmüyorlardı. Kapkara bir kanalı, kötü kokan, mor renkte akan bir nehri, gün boyu pencerelerinden bir yığın gürültünün yayıldığı fabrika binaları, melankolik bir filin gün boyu başını sallaması gibi sürekli inip kalkan buhar pistonları vardı. Birbirine benzeyen büyüklü küçüklü caddelerinde birbirine benzeyen insanlar yaşardı. Bu insanlar evlerine aynı saatte girip çıkar, aynı kaldırımda yürür, aynı işi yapardı. Her gün, dün olduğu gibi yarın olacağı gibi hep aynıydı.
Çok zor değil, O'na güzel bir kaç söz söylemek. Denemek için aşk sözleri burada. ~ WWW.LOVE.GEN.TR ~
Biz televizyon izleyerek, milyonerler, sinema tanrıları, rock yıldızları olacağımıza inanarak büyüdük ama olamayacağız...Hepimiz heba oluyoruz...Bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor ya da beyaz yakalı köle olmuş...Reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşindeyiz...Nefret ettiğimiz işlerde çalışıyor, gereksiz şeyler alıyoruz... Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız...Bir amacımız yok; ne büyük savaş ne de büyük bir buhran yaşadık...Bizim savaşımız ruhani savaş... Ve bunalımımız kendi hayatlarımız.
Büyük birader bizi gözetlemiyor aslında,şarkı söyleyip dans ediyor. Şapkadan tavşan çıkarma numaraları yapıyor. Büyük birader uyanık olduğunuz her dakika dikkatinizi çekmekle meşgul. Sürekli aklınızın başka yerde olduğundan emin olmak istiyor. Tamamen zapt olduğunuzdan emin olmak istiyor.
Kalp bizi mert davranmaya iter, bu mertlik kısa süreli ve kaba bir duygu değildir; ama büyük kalptir, evren ile harmonik olarak titreşebilendir, diğer kalplerin yanına nasıl yerleşeceğini bilendir.
Tüm erdemlerin temel özellikleri, yükselme yolunda sürekli bir çaba, bizzat kendinle cenkleşme, daha büyük ve derin bir saflığa, bilgeliğe, iyilik ve sevgiye yönelik doymak bilmez bir istektir.
Büyük bir ormanda kayboldum ve önümü görmek için küçücük bir ışığım var. Orada yanıma biri gelir ve der ki: "Kardeşim, yolunu daha iyi bulmak için mumunu söndür." O birisi bir ilahiyatçıdır.
İnsanın her şeyi iyi tanımasını engelleyen iki şey vardır: Biri ruhunun önüne perde çeken utanma, öteki de kendisine tehlikeyi gösterip büyük işlemlere girişmekten yüz çevirten korku.
Büyük İskender Diyojen'i, birbiri üstüne yığılmış insan kemikleri içinden bir şey ararken görür ve ne yaptığını sorar. Diyojen, "Babanızın kemiklerini arıyorum, ama hangisinin kölelere, hangisinin babanıza ait olduğunu kestiremiyorum" der.
Mümin, Allahü teâlânın kendisini devamlı denetlediğini bilir. Kimsenin bulunmadığı bir yerde veya herkesin yanında olsun, mutlaka Allahü teâlânın onu denetlediğine inanır. Krallar ve sözde büyük adamlar ise, ne gizli ve ne de açık bir yerde herhangi bir kişiyi denetleyemezler.
Bir şeyin içindeysen dışını göremezsin, kalp seni göremez ancak hisseder. Bir bütünün, büyük bir oluşun parçası olduğunu bilir. Bir hücre hem tümün hem de birimin bilgisini taşır. Kendisi olma ve bütüne ait olma hissi vardır. İnsanoğlu neden bunu anlamamakta ısrar eder ?
Her insan mutlu olamaz... Çünkü; gereğinden fazla özler dünü, Hak ettiğinden fazla... düşünür yarını. Ve hiç hak etmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü.
Her insan mutlu olamaz. Çünkü; gereğinden fazla özler hayatından çıkanları Hak ettiğinden daha büyük umutla bekler hayatına girecekleri Ve asla göremez yanı başındakileri.
İnsanlar aptal olmasalar bile, şunu söyleyeyim ki, dehşetli nankördürler. Evet, hem de eşi bulunmaz bir nankör. Bana kalırsa insanı, iki ayaklı nankör yaratık diye tarif edebiliriz. Bu kadarla yetinirsek, en önemli kusuru unutmuş oluruz. İnsanın en büyük kusuru: Erdemsizliğidir.
İnsanlığa hizmet yolunda büyük işler başarmayı düşlüyorum sık sık, gerçekten de insanların mutluluğu uğruna çarmıha gerilmeye bile giderim belki, ama öte yandan bir insanla aynı odada iki gün yalnız kalmaya dayanamam, bunu deneyimlerimden biliyorum. Bana yakın olunca kişiliği onurumu eziyor, özgürlüğümü kısıtlıyor. Gelgelelim, kişilerden nefret ettiğim ölçüde insanlığa olan sevgim artıyor.
Eğer sen, başkalarından kendine saygı beklersen bu onlar için büyük bir şeydir.Sadece kendine saygı duyabilirsen diğerleri de sana saygı duymaya mecbur kalır.
İşte bu benim Ayasofya Vakfiyem, dolayısıyla kim bu Ayasofya'yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini tebdil ederse onu iptal veya tedile koşarsa, fasit veya fasık bir teville veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camisi'nin vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kastederlerse, aslını değiştirir, füruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol gösterirlerse ve hatta yardım ederlerse ve kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkarlar, camilikten çıkarırlar ve sahte evrak düzenleyerek, mütevellilik hakkı gibi şeyler ister yahut onu kendi batıl defterlerine kaydederler veya yalandan kendi hesaplarına geçirirlerse ifade ediyorum ki huzurunuzda, en büyük haram işlemiş ve günahları kazanmış olurlar.
Bu sebeple, bu vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah'ın, Peygamber'in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen laneti onun ve onların üzerine olsun, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın. Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır. Allah'ın azabı onlaradır. Allah işitendir, bilendir
Castro Atatürk'ü kastederek, "O'nun yaptıklarını ben başaramazdım. Asıl devrimci Atatürk'tür. Bu kadar büyük bir devrim yaptım ama Atatürk'ün yaptıklarını başaramazdım.
Birkaç arkadaşım var, büyük bir evim ve de istediğim zaman istediğim yere gidebiliyorum...ama ne kadar çok paran olursa o kadar da üzüntün oluyor. Benim de bir şekilde çok param var.
Bir kaltak olmak hoşuma gidiyor. Kaltaklar tarafından çevrelenmek de hoşuma gidiyor. Sıkıntı dünyadaki en büyük hastalık tatlım. Bazen hayatın bir yerden bir yere koşuşturarak sıkılmaktan daha fazla bir şey olması gerektiğini düşünüyorum.
Ortak olabilenin değeri daima azdır. Büyük şeyler, büyük için kalacak; uçurumlar, derin olanlar için; incelikler ve ürpermeler incelmişler için; kısaca, tüm, pek az bulunanlar, pek az bulunanlar için.
Ortak olabilenin değeri daima azdır. Büyük şeyler, büyük için kalacak; uçurumlar, derin olanlar için; incelikler ve ürpermeler incelmişler için; kısaca, tüm, pek az bulunanlar, pek az bulunanlar için.
Altedin bugünün efendilerini, ey kardeşlerim, şu küçük insanları. Ey yüksek insanlar, altedin küçük erdemleri, küçük kurnazlıkları, kılı kırk yaran özenmeyi, karınca gösterişini, acınası rahat düşkünlüğünü, en büyük çoğunluğun mutluluğunu! Boyun eğmektense umutsuzluğa düşün daha iyi. Bugün yaşamayı bilmediğiniz için ey yüksek insanlar sizi seviyorum doğrusu. Siz en iyi böyle yaşardınız da ondan!
İnsanın kendisi, onun en büyük hatasıydı: kendisine bir rakip yaratmıştı; bilim, insanı Tanrısallaştırır- insan bilimselleşince rahiplerin ve tanrıların işi biter.
Bu dünya başlangıcı ve sonu olmayan güçten bir canavardır.Büyüklüğün , güç büyüklüğünün çelikten sabit bir toplamıdır.O , ne daha büyür ne de daha küçülür.Kendini tüketmez.Tersine sadece değişir ama bütün olarak değişmez derecede büyüktür