Bundandır seni sevmem, ve bundan değil. Onca nedeni var, ve onca nedeni yok, ve böyle olmalı aşk dediğin, kapsayan ve olağan, özel ve dehşetli, bayraklı ve gamlı, yıldızlar gibi çiçeklenmiş ve bir öpüş gibi ölçümsüz.
Yitirilmiş hayatlar arasında yeşeren tek şey aşk mı? Yoksa kaybedilen bedelin yerine konamayan duygular mı? Birde yok olan nefesin, nefse yaptığı zulüm. Bir hiçe mabet demenin yerimi sadece sensiz zaman...
Yaralıdır her insan aslında yara almasada, Aşktır kanatır bu yarayı gerçek olsada olmasada, Bilemezsin aşk mı yalan mı, Tüm gerçekler giderken çarpılan kapının ardından...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel
Talihiniz gözleriniz kadar berrak, kaderiniz bakışınız kadar güzel, umudunuz yarın kadar yakın, yarınınız aşkınız kadar mutlu, aşkınız Miraç kadar mukaddes, dualarınız istediğiniz gibi makbul olsun.
Harun: Ama seni ben seviyorum, o sevmiyor. Gerçek aşk şudur budur. Eda: Olmaz Harun, yapamam. Olmaz. Harun: Ben senin için sabahlara kadar past continuous tense çalıştım Eda!
saklı bir sevdadır bulduk sığındık bu büyüylü bir aşk çünkü yasak gizli bir mutluluk ki ne söylesem az bin yılda yaşasak hiç de yaşamasak varımız yoğumuz aşkımız artık hayatım ona tutsak
Önce aşk alıyor insanı kendinden. Takılıp kalıyorsun bir tarafına, İstesende istemesende. Sürüklüyor seni bilinmezliğe. Ve insan sürüklendiği bu süreç de, Geçtiği yollarda bir parçasını bırakıyor. Canının yandığını, yüreğinin kanadığını
Bazen gülerim bazende ağlarım ben balık burcuyum duygusal bir yapıya sahibim. Kimi karı kız peşinde, kimi şöhret peşinde, kimi para peşinde, kimi aşk peşinde, kimide oyun dalavere vb şeyler peşinde.