Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz.
Din, bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanın emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünce ve tefekküre karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyoruz, kasde ve fiile dayanan bağnaz hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere fırsat vermeyeceğiz.
Bizi yokedecekler şunlardır: İlkesiz siyaset; vicdanı sollayan eğlence; çalışmadan zenginlik; bilgili ama karaktersiz "İnsan" insanlar; ahlâktan yoksun bir iş dünyası; insan sevgisini alt plana itmiş bilim; özveriden yoksun bir din anlayışı.
Ben insanların ayıplarını gören gözlerimi kör ettim. Sen de onlara benim gibi iyi gözle bak. Diyor ve ekliyor.
Bakın! Toplumsal bunalımların, kavga ve dövüş ortamının tek ve en güçlü doğuş sebebi sevgi eksikliğidir. Bunun en doğru tedavi yolu ise SEVGİYİ aramak, yaşamak, uygulamaktır. Hoşgörülü olursanız seversiniz. Sevilirsiniz. Karar verirseniz ve de bu yolda çalışırsanız her şeye ulaşırsınız...
Çalış çabala da nura ulaş. Pekmez içinde ne kaynatılırsa pekmez lezzeti alır. Havuç, elma, ayva, ceviz pekmezde kaynasa pekmez tadı alır. Bilgi nura karışırsa inatçı ve kötü kişiler bile bilgiden nur bulurlar.
Çalış çabala da nura ulaş. Pekmez içinde ne kaynatılırsa pekmez lezzeti alır. Havuç, elma, ayva, ceviz pekmezde kaynasa pekmez tadı alır. Bilgi nura karışırsa inatçı ve kötü kişiler bile bilgiden nur bulurlar.
Ben yalnızca dürüst olmak isteyen, insanları mutlu etmeye çalışan biriyim.Tanrı'nın bana ihsan ettiği yeteneğim aracılığıyla onlara biraz olsun 'kaçış duygusu' vermek amacım. Kalbim burada işte. Tüm yapmak istediğim bu.
Çalışmanın her saniyesinde nefret ediyordum fakat kendime hep Dayan! diyordum Bugün çalışacağım ve ömrümün sonuna kadar bir şampiyon olarak yaşayacağım.
Makam hırsı, insanların başlıca dürtüsüdür. Yükselme ümidi oldukça, herkes liyakatını göstermeye çalışır; fakat bir kere en yüksek dereceye vardıktan sonra da, rahattan başka bir şey düşünülemez.
Bekleme; "doğru zaman" asla gelmeyecektir. Bulunduğun yerde başla ve senin emrinde olabilecek her türlü araçla çalış! Gideceğiniz yol üzerinde daha iyi aletler bulunacaktır.
Ona göre; tümeller, gerçek bir varoluşa sahip değil, yapma şeylerdi. Ancak soyut düşüncenin ürünü olarak ve bilmsel çalışma içinde ortaya çıkabilirlerdi. Çokluğun ortak olan yanı değil, onlara yüklenebilir olan isimlerdi. Bilim, geneli değil, özeli, tekil olan varlığı incelemelidir. Çünkü yalnızca tekil varlıkların bir gerçekliği vardır. Şeyler, ilk baştan beri birey olarak vardırlar.
İlk çekingenlikler ne kadar tatlıdır. Oysa insan, bu beceriksizlikleri bir an önce yenmeye çalışır. Bütün gücüyle büyüyü bozmak, buzları kırmak için uğraşır.
Bu düzmece oyun sona ermeli. Kendi benliğimizi bulmalıyız. Yol verip yakarmaktan vazgeçmeliyiz. Rüyalarımızı gerçekleştirmeye çalışmamalıyız, gerçekleri rüya yapmalıyız. Çelişiksiz dikensiz ve düzgün rüyalarımızı yaşamalıyız. Sözümüzün eri olmalıyız: Kırılacak kafaları kırmalıyız. Bize acınmadığı için acımamalıyız.
Asla maske takma! Öfkeliysen öfkeli ol. Bu risklidir, ama gülümseme, çünkü bu dürüst olmaz. Tüm mekanizman ters yüz olmuş. Çünkü kızmak istediğinde kızmadın, nefret etmek istediğinde etmedin. ... Şimdi sevmek istiyorsun, aniden mekanizmanın çalışmadığını farkediyorsun. Öfkesini bastıran insanlar hep çok yerler. Öfkeli insanlar daha fazla sigara içerler. Çünkü öfke tırnak ve dişlerden boşaltılır. Sahici ol! Şimdiki zamana sadık kal. Çünkü tüm yalanlar geçmişten ya da gelecekten içeri sızar. Geçmişi bir yük gibi üzerinde taşıma; Gereksiz yere de gelecekle uğraşma!
Rekabet ortadan kalkarsa, dünyadasınızdır, ama dünyadan değilsinizdir. Eğer tutkular yok olursa, terk edilmesi gereken bir dünya da kalmaz. Fakat bu şekilde tutkular ve rekabet nas...ıl yok olabilir ki? Biz ona yeni yollar yaratıyoruz. Birisi sizden daha fazla para, öteki ise daha fazla erdem kazanmaya çalışıyor. Fark nedir? İkisi de aynı arzudur, aynı rüyadır, aynı uyku durumudur. İnsanlar rüyalarının peşinde koşuyorlar, rüyalar değişiyor ama onlar asla uyanmıyorlar. Rüyalar değişir, fakat siz bu rüyada, ya da o rüyadasınızdır, kendinizi karanlıkta kaybedersiniz. Aydınlanmak, rüyaları değiştirmek, eski bir rüyadan başka bir rüya durumuna geçmek, eski rüya yerine yeni bir rüya yaratmak değildir.
Kendi merkezimize başkasını, ilişkide olduğumuz birini oturtuveririz. Babamız annemiz, kardeşimiz yahut sevgilimiz. Belki çocuğumuz ya da patronumuz! Herhangi birisini oraya yerleştirebiliriz. Sonra da kendimiz yerine o kişiyi değiştirmeye çalışırız. Kendimizi aramak ve bulmak arzusu derinlerde duruyorken; bizi o kişi yahut kişileri yaşamımızın amacı haline getiririz.
Kendine karşı dürüst olmayı unutma. Nasıl ? Üç şeyi hatırlamak gerekiyor! Bir , ne olman gerektiğini sana söyleyenleri asla dinleme : kendi iç sesini dinle , sen nasıl olmak istiyorsun ? Yoksa hayatın harcanır gider . İki , maske kullanma - bedeli ne olursa olsun dürüst kal . Öfkeliysen öfkeli ol. Öfkesini bastıran insanın bedeninde blokajlar oluşur . Öfke iki noktadan , tırnak ve dişlerden boşalt...ılır . Uzun süre öfkesini bastıran insanlar daha çok yer , daha fazla sigara içer , daha fazla konuşurlar ; çünkü bir şekilde enerjiyi birazcık boşaltabilmek için çenelerinin çalışması gerekir . Ve öfkeli insanların elleri çirkinleşir , yamuklaşır . Herhangi bir şeyi bastırırsan bedende o duyguya karşılık gelen yer etkilenir . Ağlamak istemiyorsan gözlerin parlaklığını yitirir , çünkü gözyaşı gereklidir . Unutma , içten gelerek gözyaşı dökemezsen , gülemezsin de , çünkü bu diğer uçtur . Gülmek istiyorsan gül ,yüksek sesle gülmenin ters bir tarafı yok . Üçüncüsü , sahici olmaktır ; şimdiki zamana sadık kal , çünkü tüm yalanlar ya geçmişten yada gelecekten içeri sızar . Geçen geçmiştir , üzerinde durma , bunu bir yük gibi taşıma . Gereksiz yere gelecekle uğraşma , yoksa gelecek şimdiki zamanı ele geçirip yok eder ve henüz olmayanlar olmamıştır . Şimdiye sadık kal , işte o zaman sahici olacaksın . Şimdi burada var olmak , sahici olmaktır .
Ey insanlar,günahkar besinlerle bedenlerinizin kutsallığını kirletmey bir son verin.Ekinlerimiz var ,dallarda bütün ağırlıklarıyla sarkan elmalarımız var;bağlarda olgun üzümlerimiz var;kimileri ateşte de pişirilebilen lezzetli bitkilerimiz ve otlerımız var. Sütten mahrum değilsiniz;kekik çiçeklerinin üzerindeki hoş kokulu baldan da.Dünya,sonsuz zenginliği ve cömertliğiyle ,bütün ihtiyaçlarınızı fazlasıyla karşılar ve öldürmeye yada kan dökmeye gerek kalmaksızın size yiyecek verir.Et, yalnızca yabani hayvanların açlığını giderir.Hatta bütün hayvanların da değil:Atlar,koyunlar ve çiftlik hayvanları, çimenlerle beslenir.Ama vahşi ve saldırgan olanlar;aslan,kaplan,kurt ve ayılar yiyeceklerini kanla ıslanmış olarak severler.Ah, ne kadar yanlıştır,etten bedenleri etle beslemek;açgözlü bir bedeni ,başka bir bedeni yiyerek semirtmek ;bir yaratığın yaşamını bir başka yaratığın ölümüne bağlamak! Silahlar ilk başta yalnızca vahşi hayvanların kanlarıyla lekeleniyordu ve bu kadarla kalması gerekiyordu:Bizi yok etmeye çalışan hayvanları öldürmenin günah olmadıgını kabul ediyorum ama her ne olursa olsun ,hayvanların yenmemesi gerekiyor!
Uyudum, rüyamda hayatın sevinç olduğunu gördüm, sonra uyandım, hayatın görev olduğunu anladım. Çalışmaya başladığımda bir de baktım, görev de sevinç olabiliyormuş.
İlahi bir desteğe güveniyorum; ihtiyacımız olan her şeyi doğru zamanda hiç güçlük çekmeden daima aldık. Ben çalışmalarımızın Tanrı'nın koruyuculuğunun bir parçası olduğuna inanıyorum.
Bilim adamları, ˜gerçeği' çeşitli kuramsal yöntemlerle tanımlamaya çalışırken tutucu bir izlenim bırakıyor olabilirler. Ama zaten herkes böyledir. "Evrim gerçektir" dediğimde, "Yeni Zelanda'nın güney yarımkürede olduğu gerçektir" dediğimde olduğundan fazla tutucu değilimdir.
İndirgenemez karmaşıklığın detaylı örneklerini bulmaya çalışmak aslen bilimsel bir ilerleme yöntemi değildir; mevcut bilgisizlikten kanıt çıkarmaya çalışmaktır.
Eğer kim olman gerektigi hakkında en ufak bir fikrin dahi yoksa,dogru arabalara,evlere ve giysilere sahip olmak tamamen anlamsızdır. Bu yüzden hayatta daha fazlasına sahip olmaya çabalamaktan vazgeç ve hayat için daha fazlası olmaya çalış. Sonsuz mutlulugun yattıgı yer burasıdır.
Marks'ın dünya görüşü gibi onun temel yapıtı da her zaman geçerli ve nihai gerçeklerin ifadesi olan bir İncil değildir; aksine gerçeği bulma savaşında ve araştırmalarında ileriye dönük zihinsel çalışmaları esinlendiren tükenmez bir kaynaktır.
Aşk sevgiyle beslenir. Sevgi ise kalpten gelen sözlerle. Sizin için sevgi sözleri ~ WWW.LOVE.GEN.TR ~
Dünyada zahid ol, dünya malına bağlanma! Ahireti isteyici ol, onun için çalış! Her işinde Allahü teâlâyı hatırla. Böyle yaparsan, kurtulmuşlardan olursun. Ruhsat ve teviller ile uğraşan âlimden fayda gelmez.
Fikirlerinizden ve değer yargılarınızdan fedakarlık etmeyin. Etmeyin ki önce aileniz ve yanınızda çalışanlar, sonra iş yaptıklarınız ve çevreniz size güvensin.
İşbirliği yapacağınız insanları, birlikte çalışacağınız kişileri ve ortaklarınızı seçerken dikkatli olun. Arkadaşlıklarınızı ve dostluklarınızı iyi kurun.
Yaşarım mutlu olurum, yaşarım mutlu ederim, Tabiki mutsuzda olurum ama yaşadığım... sürece Umutsuz, şükürsüz olmam. Aldatmaya çalışanlar aldanırlar, Güvenim kaybedilir hep ama ben hep kazanırım.
En faziletli insan, rûhen yükselmeye çalışan, en mutlu insan da yükseldiğini duyandır. Kendini bulmak istiyorsan, kendin için düşünmelisin. Ve Kimseye hiçbir şey öğretme, sadece onların düşünmelerini sağla, çünkü insan bildiğini öğrenir, gördüğünü değil.
Ama 60 yaşından sonra, yeni baştan başlamak için özel güçlere ihtiyacım vardı. Benim gücüm ise, uzun yıllar süren yurtsuz gücüm sırasında tükendi. Böylece, ruhsal çalışması, her zaman en büyük sevinci ve bireysel özgürlüğü bu dünyanın en büyük nimeti olan bu hayatı, zamanında ve dimdik sona erdirmek bana daha doğru görünüyor.
Kendi isteğimle ve bilinçli olarak hayattan ayrılmadan önce, son bir görevi yerine getirmeğe kendimi mecbur hissediyorum: bana ve çalışmalarıma, böyle iyi ve konuksever şekilde kucak açan harikulade ülke brezilya'ya içtenlikle teşekkür etmeliyim. Her geçen gün, bu ülkeyi daha çok sevmeyi öğrendim ve benim lisanım konuşulduğu dünya, bana göre mahvolduktan ve manevi yurdum Avrupa'nın kendi kendisini yok etmesinden sonra, hayatımı yeni baştan kurmayı daha fazla isteyebileceğim bir yer daha yoktu.
Bu durum, zamanın, her şeyin başlangıcı olduğu anlamına gelir. Her şeyin nasıl başladığını anlayabilmek içın evrenin dışında bir güç aramaya çalışmamalıyız.
Milyonlarca yıl insan türü hayvanlar gibi yaşadı. Ancak sonra bir şey oldu tüm hayal gücümüzü ortaya çıkaran. Konuşmayı ve dinlemeyi öğrendik. Konuşma fikirlerin iletişimini sağladı, insanlığın birlikte çalışıp imkansız şeyler başarmasını da. İnsan türünün en büyük kazanımları konuşma ile geldi, ve en büyük hataları konuşmamaktan. Böyle olmamalı. En büyük umutlarımız gelecekle birlikte gerçek oluyor. Teknoloji kullanımı ile, imkanlar sınırsız. Sadece konuşuyor olduğumuzdan emin olmamız gerek.
Bazen susmak gerekiyormuş, bazen bomboş bakmak gerekiyormuş hayatın yalanlarına. Anlamaya çalışmak saçmalık! Anlamadan yaşamak gerekiyormuş. Ama bazen unutmak gerekiyormuş, unutulma pahasına. Zaman değilmiş gideni getiren, aslında zamanmış var olanı götüren.
Sinüs düğümü aydınlardır, sürekli uyarırlar, ventrikül kasları işçilerdir çalışırlar, kapaklar bürokratlardır vergi toplamadıkça geçişe izin vermezler, damarlarsa kadınlardır kesintisiz beslerler, her ülke, vakti geldiğinde ölmeyi bilen bir kalptir.
En kolay mutluluk, insanlar için çalıştığı itiraf edilmiş insanların mutluluğuysa, hissedilmesi en zor mutluluk da insanlar için çalıştığı gizli kalmış insanların mutluluğudur.
Kader bazen senin kaderini iyileştirmek ister ve yine bazen, iyileştirme yapmakta olan kaderden habersiz biçimde, sen kaderini eline almaya çalışarak, kaderini değiştirmek isteyen kaderine engel olursun.