Mutlu bir altın çağ olduysa eskiden Niçin bir kez daha olmasın? Her şey dönüp dolaşıp Gelmiyor mu eski yerine? Düşündüğüm, öğütlediğim gibi benim Paylaşsaydı insanlar Yararları, mutluluğu ve ahlâkı Cennet olurdu dünya... Uyanık, temiz sevgiler gelirdi diyorum Azgın, kör sevgiler yerine Yalan dolan, bilgisizlik yerine Gerçek bilgi gelirdi Ve kardeşlik zorbalığın yerine.
Değişiklik yapmamız lazım,biz insanlar olarak değişiklik yapmayı düşünme zamanımız geldi hadi yemek yiyişimizi değiştirelim,yaşayış şeklimizi değiştirelim Ve birbirimize davranış şeklimizi değiştirelim,eski yolun işe yaramadığını göreceksiniz hayatta kalmak için yapmamız gerekeni yapmak bize bağlı.
Ama böyle vukuatlı gecelerde doğru yerlere vasıl olduğum için kendimi size tiyatral bir varlık olarak sunma gereğini duyuyorum. Voila!Karşınızda basit bir vodvil gönüllüsü var.Vicdanının hem kurbanı hemde katili olarak savaşan bir gönüllü.Yüzümdeki bu maske vasat bir görüntü yaratmak için varolan kostüm parçası değildir.Herneyse.Bu görüntü geçmişin vahim vesaitlerinden çıkmış,vahşete karşı koyan birinin görüntüsüdür.Bu,kokuşmuş bir trenin aşağılık veba saçan uşaklarına karşı vakurla karşı koyan biridir.Verilecek tek karar intikamdır.Bir kan davası ve bir amacı var,boşuna değil.Değerler ve dürüsütlük vakti geldiğinde kazanacak ve zulüm son bulacak biliyorum.
Bütün dünyada, nerede kapitalist varsa orada basın özgürlüğü; gazete satın alma özgürlüğü, yazar satın alma özgürlüğü, rüşvet, halkın görüşünü satın alma ve burjuvazinin yararına saptırma özgürlüğü anlamına gelir.
Kendimi her zaman mutlu hissederim. Neden biliyor musunuz? Çünkü kimseden bir şey ummam. Beklentiler daima yaralar. Hayat kısadır. Öyleyse hayatınızı sevin. Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin. Sadece kendiniz için yaşayın ve; ” Konuşmadan önce dinleyin, ” Yazmadan önce düşünün, -Harcamadan önce kazanın, Dua etmeden önce bağışlayın, ” İncitmeden önce hissedin, ” Nefret etmeden önce sevin, ” Vazgeçmeden önce çabalayın, ” Ölmeden önce yaşayın. Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.
Saf iyilik belli bir süre sonra kaybolur, değişiklik ve hareket ister; Aşk ise alışkanlık yaratır sonra ya iğrençleşir ya da sıradanlaşır. Nefret ise ölümsüzdür.
Sosyalist sistemin çöküşü ne ekonomik ve ne de teknokratiktir.Sovyet sistemi öncelikle politik ve bunun içinde etik nedenlerle çöktü: Sosyalist insanı yaratamadı.
Sovyetler Birliği'nin çözülmesi ise Kürdoloji'de bir boşluk yaratmıştır. Amerika'nın burada bir boşluk bırakmamak için hızla harekete geçtiğini görüyoruz.
Araştırmalarım, beni bu iddianın kaynağına götürmüştür. isyan sırasında, Tkp adına, moskova'daki basit bir basın açıklaması kaynaktır. bu iddia önce Moskova ve sonra da Ankara'da benimsenmiştir; Moskova, o sırada değerli müttefiki Türk Devleti'ni destabilize edecek bir hareketin, zamanın emperyalist lideri Londra'ya yarayacağına hükmetmiştir, bu hüküm yanlış değildir. Ancak bu doğru çıkarımdan, istidlal yoluyla, Sait'in casusluğuna geçmek, doğru mantık olmamaktadır.
Türkiye tarihinde bir Çerkez Ethem Olayı, bir Mustafa Suphi Olayı ve bir İnönü Zaferi Olayı var. Her biri ayrı ayrı yerlerde ve ayrı ayrı tarihlerde anlatılıyor. Şimdiye kadar yapılmayanı yaptım: Hepsini beraber anlatmaya çalışttm. Başardığımı sanıyorum. Çünkü çok zor değil. Hepsi de 1920 yılı sonbaharında başlıyor ve 1921 Ocak ayı sonunda bitiyor. Üçü de iç içe. Şu anlamda: Çerkez Etem ve Mustafa Suphi'yi temizlemeye kararlı Anadolu İhtilâlcileri, temizlik hareketlerini maskeleyebilecek bir zafer arıyorlar. Mutlak yaratmak zorunluluğunu duyuyorlar. İnönü'de yaratıyorlar.
Gerillanın adını terörist koyduk. Bundan da bir umut bekledik. Sözcükler her zaman, her koşulda değişebilir ve bir gün işe yaramaz olur.... Kendi halkıyla savaşan bir ülke olduk... Ey milliyetçi ırkçılarımız, dünyada bir tane dostumuz varsa, o da Irak Kürtleridir... Bir insana, bir halka ne yaparsanız yapın, ama onuruyla oynamayın. Bu benim gençliğimden bu yana dilimde pelesenk ettiğim bir sözümdür. Bizim yöneticiler bunun tersini yaptılar. Halka etmediklerini bırakmadılar. Yüreğim yanıyor bunları söylerken, ben bir yazarıyım çünkü bu halkın.
O Peygamberlerin Padişahıdır. Diğer peygamberler O'nun ordusudur. Yaradılıştan maksat O'dur. Bu kevn-ü mekân O'nun yüzü suyu hürmetine yaratılmış bir tufeyldir.
Asıl hapishane insanın kafasında yarattığı hapishanedir.Hayatı sınırlayan hapishane odur ki,ilk fırsatta yıkılmalıdır. Dünyayı daha iyi kavrayabilmek için.
Bilgi insanın gönlünü aydınlatan tanrısal bir ışındır ve sevgi ile biçimlenen bir mutluluk unsurudur. mutluluğu sağlayan sevgi ile yaratıcılık birbirine gereksim duyar ve birlikte var olurlar.