Tarih bir tahriften ibarettir. Tarih, geçmişten geleceğe uzanan ve bugün g...ördüğümüz bir rüyadır. Bütün rüyalar gibi tarih de yorumlanabilir; ama görülürken değil.
Dünya bizi kurtarma ve iyilik yapma aşkıyla dolu insanlar tarafından hep kana bulandı. Tarihteki bütün savaşları içi iyilikle dolup taşan, kendini bir dava uğruna feda ettiğini düşünen kurtarıcılar çıkardı.
Bazen insanın kendisini yönetmesine güvenilmemesi gerektiği söylenir? O zaman insanın başkalarını yönetmesine güvenilebilir mi? Veya insanı yönetmesi için krallar kılığına bürünmüş melekler bulabilir miyiz? Bırakalım bunun cevabını tarih versin.
Geçmişi tarihsel olarak dile getirmek, o geçmişi "gerçekte nasıl olduysa, öyle" bilmek değildir. Buna karşılık, bir tehlike anında parlayıverdiği konumuyla, bir anıyı ele geçirmek demektir.
Klee'nin 'Angelus Novus' adlı bir tablosu var. Bakışlarını ayıramadığı bir şeyden sanki uzaklaşıp gitmek üzere olan bir meleği tasvir ediyor: Gözleri faltaşı gibi, ağzı açık, kanatları gerilmiş. Tarih meleğinin görünüşü de ancak böyle olabilir, yüzü geçmişe çevrilmiş. Bize bir olaylar zinciri gibi görünenleri, o tek bir felaket olarak görür, yıkıntıları durmadan üst üste yığıp ayaklarının önüne fırlatan bir felaket. Biraz daha kalmak isterdi melek, ölüleri hayata döndürmek, kırık parçaları yeniden birleştirmek... Ama Cennet'ten kopup gelen bir fırtına kanatlarını öyle şiddetle yakalamıştır ki, bir daha kapayamaz onları. Yıkıntılar gözlerinin önünde göğe doğru yükselirken, fırtınayla birlikte çaresiz, sırtını döndüğü geleceğe sürüklenir. İşte ilerleme dediğimiz şey, bu fırtınadır.
Anadolu İhtilali, Kemalist tarihin yazdığına oranla, daha belirgin bir sürekliliği ve çok daha az keskin bir kopuşu temsil etmektedir. Kemalist tarih, Anadolu İhtilali'ni geçmişinden ve çevresinden gerçekte olduğundan çok daha derin bir biçimde koparmaktadır, kazılan hendekler zamanla doldurulamamıştır.
Çok zor değil, O'na güzel bir kaç söz söylemek. Denemek için aşk sözleri burada. ~ WWW.LOVE.GEN.TR ~
Türkiye tarihinde bir Çerkez Ethem Olayı, bir Mustafa Suphi Olayı ve bir İnönü Zaferi Olayı var. Her biri ayrı ayrı yerlerde ve ayrı ayrı tarihlerde anlatılıyor. Şimdiye kadar yapılmayanı yaptım: Hepsini beraber anlatmaya çalışttm. Başardığımı sanıyorum. Çünkü çok zor değil. Hepsi de 1920 yılı sonbaharında başlıyor ve 1921 Ocak ayı sonunda bitiyor. Üçü de iç içe. Şu anlamda: Çerkez Etem ve Mustafa Suphi'yi temizlemeye kararlı Anadolu İhtilâlcileri, temizlik hareketlerini maskeleyebilecek bir zafer arıyorlar. Mutlak yaratmak zorunluluğunu duyuyorlar. İnönü'de yaratıyorlar.