Uysal sevgilim, ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim Elimde uçuk mavi bir kalem, cebimde iki paket sigara Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz. Her şey seni bekliyor, her şey gelmeni içeri girmeni senin elinin değmesini gözünün dokunmasını ve her şey tekrarlıyor seni nice sevdiğimi.
İlk defa ayağıma kadar geldin ve ilk defa bu kadar üzgün gördüm seni! Daha önce yanımda hiç ağlamamıştın. Başucuma bıraktığın gülleri koklayamadım bile ve sen giderken ayağa kalkıp yolcu edemedim,
Bir kravat boynumda. Ne zaman ayaklarımın altındaki sandalye, Çekilecek diye bekliyorum, Ellerim arkadan bağlandığı için, Giderken alkışlayamıyorum bu hayatı, Boynumu kırabilir bu ip, Ama bil ki, Gülümseyişime engel değil hiç bir kırılma, Ki ben. Sen gittiğinde daha çok kırılmıştım, Üstelik ayaklarımın altından kaymıştı zaten hayatım.
Noel ve Yılbaşı üzerimize doğru geliyor yine. O mide bulandırıcı ikili. Televizyon mağaralarından çıkan bütün o kalabalık. Aile toplantıları. Hiçlik, sahte sarhoşlar, sahte gülümsemeler, sahte insanlar. Bir şekilde atlatırız umarım, bir kez daha.
Kendimize işkence etmek için kullanmak isteyeceğimiz bir şey hep bulunur sanırım. Hipodromda başkalarının hislerini paylaşırsın; o ümitsiz karanlığı, pes edip vazgeçmenin kolaylığını. Bahisçilerin dünyası gerçek dünyanın makul ölçülere indirgenmiş şeklidir; hayatın ölümle sürtüşmesi ve kaybetmesidir. Sonuçta kimse kazanmaz. Geciktirmektir tek isteğimiz, o göz kamaştırıcı ışıktan gözlerimizi bir an için kaçırmak. Allah kahretsin, amaçsızlık üzerine düşünürken sigaramın yanık ucu parmağıma çarptı. Bu da beni uyandırıp Sartre havasından çıkardı. Mizah gerek bize, kahkaha gerek. Eskiden daha çok gülerdim, herşeyi daha çok yapardım. Yazmak hariç. Artık yazıyorum, yazıyorum ve yazıyorum.
Basit şeylerden yararlanmaya başlayacağımız zaman, dudaklarımız kolayca gülümseme ile dolduğunda, her gün yeni şeyler anlamaya ve belirlediğimiz hedeflere doğru acele etmeksizin ve durmaksızın ilerlediğimizde mutlu olacağımızı göreceğiz.
Işığını yak. Bir gülümseme yak. Başlangıçta o sana zor gelse bile, yeni bir şey öğrenmek için veya şimdiye kadar anlamadığın bir şey için ilgi yak. Seni çevreleyenleri dinleme kapasitesi yak. Senin çevrende olan şeyleri dikkatli bir şekilde görme kapasiteni yak, beklemediğin harikalar bulacaksın. Gelecek gün için ve hatta bugün için umut yak. Yaptığın şeylere neşe ile bak ve tatmin olmak için onu iyi yap. Diğerlerinin yaptıkları veya yapmadıkları için acı çekme; kendi işine yoğunlaş ve başlangıçta inandığın gibi diğerlerinin o kadar kötü yapmadığını göreceksin. Başarmak için maceraya fırla: Düşünce olarak bile yenilgiye yol açma. Basit olsa bile kaderinin önemini algıla, çünkü o zaman kendi hayatını değiştirebilirsin ve hatta yer aldığın tarihi bile. Çünkü o zaman gecede (zor zamanlarda galip gelmeye) yenmeye başlamış olacaksın.
Çok zor değil, O'na güzel bir kaç söz söylemek. Denemek için aşk sözleri burada. ~ WWW.LOVE.GEN.TR ~
35 milyon metrekare vatan toprakları işgal altındayken,bizim milli bütünlüğü bozmakla suçlanmamız gülünçtür.Mustafa Kemal sağ olsaydı çok şaşırırdı.Hareketimiz tamamen anayasal bir harekettir.Anayasamızın başlangıç ilkesinde belirtilen ulusun zulme karşı direnme hakkını kullandık.Bu sebeble anayasal bir davranışta bulunduk.
Kısacık bir ana sığan gülümseme bir hafızada ömür boyu yaşayabilir.Hiç kimse gülümsemenin getireceği yararları reddedecek denli zengin değildir. Hiç kimse de gü lümsediği için yoksul düşmez.
Bazı insanlar gülüşleriyle kendilerini büsbütün ele verirler, siz de onun bütün iç yüzünü bir anda anlayıverirsiniz. Hatta hiç şüphe yok ki zeki bir gülüş bazen iğrenç olur, iyi görebilmek için her şeyden önce içten olmak gerekir.
Unutun kederden oflayıp puflamayı ve tüm ayaktakımı üzüntülerini! Dağ mağralarından kopan rüzgara benzeyin; kendi çalıp kendi oynamak ister o, ayaklarının altında denizler titrer. Gülmeyi kutsadım ben; siz daha yüce insanlar, öğrenin gülmeyi!
En derin yaralarla başlar en derin gülücükler.En yüksek uçurumlardan düşerken öğrenirsin uçmayı. En derin denizlerde boğula boğula becerirsin tek bir nefesle yaşamayı.
Deliliğini topluma kabul ettirebilene dahi derler; ben ettiremedim,,, tımarhanede...yim... güldüler. "Aklın fazlası cehennem" dedim,,, güldüler. "Her çocuk Tanrı'nın gönderdiği bir peygamberdir ve unuturuz büyüyünce peygamber olduğumuzu, gider bir öğretmen oluruz, işçi, mühendis, memur" dedim, güldüler. Şehir cereyanına bağladılar beni... güldüler ...
İnsana göre maymun nedir? Gülünecek bir şey ya da acı bir utanç...İşte üstinsana göre de insan aynen böyle olacak ; Gülünecek bir şey ya da acı bir utanç!
Ne olursa olsun mutlu değildi, hiçbir zaman mutlu olmamıştı. Hayatın bu yetersizliği, dayandığı şeylerin hemen bozulup çürümesi nereden geliyordu? Ama, bir yerlerde kuvvetli ve güzel bir insan, hem coşkunluk, hem de incelikle dolu kıymetli bir varlık, bir melek kılığı altında bir şair kalbi, gökyüzüne şairane düğün destanları söyleyen tunç telli bir rebap bulunsaydı, onunla tesadüfen niçin karşılaşmamalıydı? Ah, ne imkansızlık! Zaten hiçbir şey böyle bir araştırmaya değmezdi; her şey yalan söylüyordu, her gülümsemenin altında sıkıntıdan bir esneme vardı. Her sevinç bir lanet, her zevk bir iğrenme gizliyordu ve en iyi öpücükler, dudaklarda gerçekleşmesi imkansız daha yüksek bir şehvet özlemi bırakıyordu.
Maddileşmiş bir insan vatan için ölür mü? Bencil bir insan muhtaçlara yardım eder mi? Milletine inanmayan bir adam yabancı ile işbirliği yapmaz mı? Erdemi gülünç bulan birisi çalıp çırpmaz mı?
Tüm bu olup bitenin anlamı sensin.Sebebini bilmediğin başlangıcın sebebi olmayan finalini de göreceksin.Ne ben,ne sen.Farkına varmadan farkına varabiliyor isen tadına varacağın tek şey ZAMAN.Paylaş,hükmetme.Savaş ama hor görme.Yenil ama pes etme.Kaybet, ama boyun eğme.Kazan ama böbürlenme.Sev,sevil,öfkelen,nefret et,özür dile,vazgeç,gururlan,Geri dön,ağla,kork! Bol bol gülümse,kahkaha at.Hepsi senin,zamanı kaybetme,tadını çıkar.
Dostların kalplerini insana ısındıran, düşmanların kalplerinden kini gideren en güzel şey, onlarla karşılaşınca güler yüzlü olmak, gıyabında hallerini sormak, huzurlarında ise iyi ve yumuşak davranmaktır.
İnananın yüzünde güleçlik vardır, kalbindeyse hüzün. Gönlü her şeyden geniştir, nefsi her şeyden alçak. Yücelikten nefret eder, şöhrete düşmandır, gamı gussası uzundur, düşünmesi derin. Susması fazladır; vakti yoktur. Çok şükreder, çok sabreder. Düşünceye dalmıştır, ihtiyâcı olanları görünce kendi ihtiyâcını hatırlamaz bile. Huyu güzeldir, geçinmesi hoş ve yumuşak. Şeref ve din bakımından serttir, huy bakımından kuldan alçak.
Fazla gülmeyi terk edene heybet verilir. Fazla konuşmayı terk edene hikmet verili...r. Fazla yemeği terk edene ibadetin lezzeti verilir. Mizahı terk edene zarafet verilir. Dünya sevgisini terk edene ahiret sevgisi serilir.
Bir kadına ne verirseniz verin, onu daha da büyük hale getirir. Ona bir ev verirsiniz, size bir yuva verir. Ona sebze verirsiniz, size yemek verir. Ona bir gülücük verirsiniz, size kalbini verir. Kendisine verileni,çarpıp çoğaltarak geri verir... Bu yüzden ona çamur atarsanız, Karşılığında bir bataklıkta boğulmaya hazır olun...