Üzüntü Sözleri - Sayfa 8 - Aşk Sevgi Sitesi - Aşk Sözleri, Sevgi Sözleri, Aşk Şarkıları
Bugün 23 Nisan 2024 Salı, içime sığmayan deli bir aşk bu...
 

Üzüntü Sözleri

  • Düşmanınıza saldırabilirsiniz; doğru mu yanlış mı yaptığınızı düşünmeniz gerekmez, er ya da geç yargı(ç)larınız sizi haklı çıkarmak için en iyi gerekçeleri bulacaktır nasıl olsa.
  • Kusurlarınızı hemen söyleyecek arkadaşlar bulun.
  • Kuantum fiziği kafanızı karıştırmadıysa onu tam olarak anlamamışsınız.
  • Kavga ederken silahınızı seçmek için duramassınız.
  • Bütün yalnızlıklarınızın ilenci
    Korusun çoğulluklarınızı
    Cinnet koyun erdemin adını
    Maskelerinizi kuşanıp yalanlarınızı çoğaltın
    Hepiniz mezarısınız kendinizin...
  • Kimseye göstermem üzüntümü. Gündüz gülerim, geceleri yalnız ağlarım.
  • Sigarayı bırak artık diyordun ya bana, bende bırakmıyordum. Çünkü senin, benim için üzülüyor olmana içten içe seviniyordum.
  • Bu düzmece oyun sona ermeli. Kendi benliğimizi bulmalıyız. Yol verip yakarmaktan vazgeçmeliyiz. Rüyalarımızı gerçekleştirmeye çalışmamalıyız, gerçekleri rüya yapmalıyız. Çelişiksiz dikensiz ve düzgün rüyalarımızı yaşamalıyız. Sözümüzün eri olmalıyız: Kırılacak kafaları kırmalıyız. Bize acınmadığı için acımamalıyız.
  • Kıyamet günü nereye gitmek istiyorsanız, hazırlığınızı ona göre yapınız.
  • Dünya üç beş bilgisizin elinde; Onlarca her bilgi kendilerinde. Üzülme; eşek eşeği beğenir: Hayır var sana "kötü" demelerinde.
  • Dostun üzüntüsüne acı duyabilirsin. Bu kolaydır; ama dostun başarısına sempati duyabilmek, sağlam bir karakter gerektirir.
  • Düşmanlarınızı her zaman bağışlayın.Hiçbir şey onların bu kadar çok canını yakmaz.
  • Sadece aptalların ciddiye alındığı bir dünyada yaşıyoruz. O halde beni anlamıyorlar diye üzülmek niye?
  • Kadınlar bizi kusurlarımız için seveler. Eğer yeterince varsa her şeyi affedebilirler, zekamızı bile.
  • Acı, büyümenin bir parçasıdır. Ve unutmayın, bir şey canınızı yaktığında içinizdeki başka bir şey bastırılmıştır. Acıdan kaçınmaktansa içine dalın. Bırakın canınız yansın! Tamamen acısın ki yara tamamen açılsın. Yara bir kere tamamıyla açılırsa iyileşmeye başlar. Acıyı hissettiğinizde ondan kaçarsanız, acı içinizde kalır ve tekrar tekrar karşınıza çıkar.
  • Ben senin hem Zorba hem de Gautama olmanı isterim, ama aynı anda. Birinden birini seçmen gerekmez. Zorba dünyayı temsil eder; tüm çiçekleri, yeşillikleri, dağları, ırmakları ve okyanuslarıyla... Buda ise gökyüzünü temsil eder; tüm yıldızları, bulutları ve gökkuşaklarıyla... Dünya olmadığında gökyüzünün bir anlamı olmaz. Gökyüzü dünya olmadan gülemez. Gökyüzü olmadığında dünya ölü olur. İkisini bir araya getirin, orada varlığın dansı başlar. Dünya ve gökyüzü birlikte dans eder, ve orada bir kahkaha oluşur. Neşe vardır, kutlama vardır.
  • Bazen gökyüzünde siyah bulutlar olur;gökyüzü bu siyah bulutlar yüzünden değişmez.Ve bazen beyaz bulutlarda olur ve gökyüzü bu beyaz bulutlar yüzünden de değişmez.Bulutlar gelirler ve giderler gökyüzü baki kalır.Sen gökyüzüsün ve düşüncelerde bulutlardır.Eğer düşüncelerini titizlikle izlersen,eğer onları kaçırmazsan,eğer onlara doğrudan bakarsan ilk şey bunu anlamak olacaktır ve bu çok büyük bir anlayıştır.Bu senin aydınlanmanın başlangıcıdır.Artık sen uykuda değilsin,artık gelip giden bulutlarla özdeş değilsin,artık sonsuza dek baki kalacağını biliyorsun.tüm kaygı yok olur.
  • Sabrınızı hiçbir zaman kaybetmeyin, çünkü kapıyı açabilmek için son anahtardır.
  • Vatana olan bağlılığımızı zayıflatan duygulara yakamızı kaptırdığımız gün, göğün bütün yıldızları başımıza yağar.
  • Sırtımızı yaslayıp uyuduğumuz taşları mı atacaklar kafamıza ; Taş kalpleri taç yaptık diye başımıza.
  • Ne zaman imkansızı seversen, işte o zaman gerçek seversin.
  • Dünüyle ünlü insanlar bugün gün yüzü görmezler.
  • Seninle retinalarımızı takas edebilseydik keşke.
    Bir defalığına, sen misali bakabilmek isterdim kainata...
  • Sen ki; yahu çok güzelsin.
    Nasıl izah etmeli bunu anlaşılır bir dille. Mesela gözlerinde bir şey var açıklayamıyorum onu.
    Sanki aynı kareye sığdırılmış topyekûn, yeryüzü ve gökyüzü!
  • Ve biz seninle tarih boyu geç kalınmış bir aşkız,
    hiç vaktinde yetişemedik hayal kırıklarımızı taşıyan vapurun kalkışına.
  • Sitemizin aşk sözleri bölümü için söz göndermek ister misiniz? ~ WWW.LOVE.GEN.TR ~
  • İlkokul öğretmenimin öğrettiği şekilde, kirpiklerinin altını çiziyordum kırmızı kalemle. Çünkü gözlerin en önemli satırlarıydı hikâyemizin.
  • Kalbimdeki tüm enerji ve üzüntüyle söylüyorum; kendinizi sizden kopmuş olanlardan ayırın. Ayrılık yoluyla kazanacaksınız, temsilci yok, aday yok.
  • Bir güzellik yap kendine.. Sadece sahip olduklarını düşün, mutlu ol onlarla. Sahip olmadıkların üzülsün seninle olamadıklarına.
  • Hiçbir zaman garantisi olmayan bir mutluluk için, Hayatınızda kalıcı olan şeyleri yok etmeyin. Çünkü tek üzülen siz olursunuz.
  • İnsan
    her zaman aynı insanları görürse,
    bunları yaşamının bir parçası saymaya başlar.
    İyi, ama bu kişiler de bu nedenle,
    yaşamımızı değiştirmeye kalkışırlar.
    Bizi görmek istedikleri gibi değilsek
    hoşnut olmazlar,
    canları sıkılır.
    Çünkü, efendim, herkes
    bizim nasıl yaşamamız gerektiğini
    elifi elifine bildiğine inanır.
    Ne var ki, hiç kimse kendisinin
    kendi hayatını nasıl yaşaması gerektiğini
    kesinlikle bilmez.
  • Bizim ahlak ve törelerimizi, bizim toprağa bağlı, göklerden mahrum ruhlarımızı tapınaklara sokmaya ne gerek var.
  • Çiçekleri koparıp, otları sulayarak karınızı arttıramazsınız.
  • Şirketlerin gelişmelerinin arkasında belli nedenler vardır ve hızlı büyüyen şirketler, bu hızı zamanla yitirirler.
  • Karınızın borsa ortalamasını aşamayacağına inanıyorsanız, paranızı bir müşterek fona yatırın, böylece zaman ve paradan tasarruf etmiş olursunuz.
  • Belki de canımızı sıkacak birşey olmadığı için canımız sıkılıyor.
  • Makamını kaybedersen üzülme! Güneş de her sabah doğar ve akşam batar.
  • Oğullarım büyüdüğünde, dostlarım onları cezalandırmanızı istiyorum sizden; eğer servetini veya herhangi bir şeyi erdemden daha çok önemserlerse veya aslında hiçbir şey değilken bir şeymiş gibi davranırlarsa, hayatta göreceğiniz iş ne olursa olsun, erdem olmayınca elde edeceğiniz her şeyin, yapacağınız her işin sonunda utanç ve kötülük vardır.
  • Ey insanlar,günahkar besinlerle bedenlerinizin kutsallığını kirletmey bir son verin.Ekinlerimiz var ,dallarda bütün ağırlıklarıyla sarkan elmalarımız var;bağlarda olgun üzümlerimiz var;kimileri ateşte de pişirilebilen lezzetli bitkilerimiz ve otlerımız var. Sütten mahrum değilsiniz;kekik çiçeklerinin üzerindeki hoş kokulu baldan da.Dünya,sonsuz zenginliği ve cömertliğiyle ,bütün ihtiyaçlarınızı fazlasıyla karşılar ve öldürmeye yada kan dökmeye gerek kalmaksızın size yiyecek verir.Et, yalnızca yabani hayvanların açlığını giderir.Hatta bütün hayvanların da değil:Atlar,koyunlar ve çiftlik hayvanları, çimenlerle beslenir.Ama vahşi ve saldırgan olanlar;aslan,kaplan,kurt ve ayılar yiyeceklerini kanla ıslanmış olarak severler.Ah, ne kadar yanlıştır,etten bedenleri etle beslemek;açgözlü bir bedeni ,başka bir bedeni yiyerek semirtmek ;bir yaratığın yaşamını bir başka yaratığın ölümüne bağlamak! Silahlar ilk başta yalnızca vahşi hayvanların kanlarıyla lekeleniyordu ve bu kadarla kalması gerekiyordu:Bizi yok etmeye çalışan hayvanları öldürmenin günah olmadıgını kabul ediyorum ama her ne olursa olsun ,hayvanların yenmemesi gerekiyor!
  • Felsefe sözünden "bilgeliği inceleme" anlaşılır. Bilgelikten de yalnız işlerimizde ölçülülük değil, aynı zamanda hayatımızı sürdürebilme, sağlığımızı koruma ve bütün zanaatların icadı için de insanın bilebildiği bütün şeylerin tam bir bilgisi anlaşılır. Bu bilginin böyle olması için de onun ilk nedenlerden çıkarılmış olması gereklidir. Böylece bu bilgiyi edinme yolunu öğrenmek için (ki asıl felsefe budur) bu ilk nedenleri, yani ilk ilkeleri aramakla işe başlamak gerekir. Bu ilkelerde de iki koşul bulunmaktadır. Birincisi; bu ilkeler o kadar açık ve apaçık olmalıdır ki insan aklı onları dikkatle incelemeye koyulduğunda doğruluklarından şüphe etmesin. İkincisi; geriye kalan başka bütün nesneler var olmadığı hâlde dahi ilkeler bilinebilmeli, fakat buna karşılık, ilkeler var olmayınca başka şeyler bilinmemelidir. Bundan sonra da ilkelere bağlı olan şeylerin bilgisini öyle ilkelerden çıkarmalıdır ki yapılan dedüksiyonların bütün devamınca apaçık olmayan hiçbir şeye rast gelinmesin.
  • Hayatınızı bir para kazanma denemesi olarak kullanmayın.
  • Çocuklarınızın sizi dinlememelerine üzülmeyin, esas,her an izlemelerinden korkun.
  • Her insanın aynalara göstermediği bir yüzü ve kimseye söylemediği bir hüznü vardır...
  • Bir erkek karınızı elinizden aldığı zaman karınızı ona bırakmaktan daha büyük bir intikam yoktur.
  • Hepimizin kendimize özgü kusurları vardır.
    Hepimiz aslında çatlak kovalarız.
    Büyük planda hiçbir şey ziyan edilmez.
    Kusurlarınızdan korkmayın.
    Onları sahiplenin.
    Kusurlarınızda gerçek gücünüzü bulduğunuzu
    bilirseniz eğer, siz de güzelliklere sebep
    olabilirsiniz.
  • Çocuklarımızı kuzu gibi büyütmeyelim ki ileride koyun gibi güdülmesinler.
  • Ekmek yerine güneş olsa sofrasında, güneş yüzü görmezdi kimse kıyamete dek cihanda.
  • Ekmek yerine güneş olsa sofrasında, güneş yüzü görmezdi kimse kıyamete dek cihanda.
  • Dünyanın sevinci de, kederi de, bolluğu da, darlığı da devamlı değildir. Kanaatkâr bir kalbe sahip olduğun zaman, sen ve dünyaya sahip olan kimse eşitsiniz. Ölüm, kimin yanına gelirse, artık onu ölümün elinden kurtaracak ne yer ve ne de gök vardır. Gerçi Allahü teâlânın yarattığı şu yeryüzü geniştir. Fakat, bir kere Allahü teâlânın hükmü gelince, feza bile dar gelir. Ölümün asla devası (ilacı) yoktur.
  • İşbirliği yapacağınız insanları, birlikte çalışacağınız kişileri ve ortaklarınızı seçerken dikkatli olun. Arkadaşlıklarınızı ve dostluklarınızı iyi kurun.
  • İnsan ölürken yaptıklarına değil, yapamadıklarına pişman olurmuş. Son nefesinizde yapamadığınız şeyler için üzüntü duyun.
  • Adınızı temiz tutmaya özen gösterin. Başarı bir bütündür. İsminizi temiz tutun ki, başarı isminizi taçlandırsın.
  • Hırçın olmayın, hem kendinize hem de başkalarına huzur verin. Hırçınlıklarınızı yenmeye çalışın.
  • Gözünüzü açın.
  • Ey İnsan kaf dağı kadar yüksekte olsanda, kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma ...herşeyin bir hesabı var üzdüğün kadar üzülürsün.
  • Sabretmek öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir.
    Sabır nedir?
    Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir.
    Allah aşıkları sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder.
    Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.
  • Bu nicelik ve nitelik dünyasının ucunda Dertli sesiyle konuşan bir adam durmakta ! Gözü kartallarınkinden bile daha keskin Yüzü şahididir gönül ateşinin İç ateşinin yakıcılığı artıyor her zaman Arzuyla dolu bir ruhtan , yanan bir avuç topraktı Aşk ve sarhoşluktan nasipsiz bilginler Tedavi için nabzını hekim eline verdiler.
  • Hakikat bize insanları varlıklarına, dinlerine, dillerine göre ayırmamızı değil, birleştirmemizi buyurur.
  • Cahil ile dost olma: İlim bilmez, irfan bilmez, söz bilmez; üzülürsün.
  • Cahil ile dost olma: İlim bilmez, irfan bilmez, söz bilmez; üzülürsün.
  • Saygısızla dost olma: Usul bilmez, adap bilmez, sınır bilmez; üzülürsün.
  • Aç gözlü ile dost olma: İkram bilmez, kural bilmez, doymak bilmez; üzülürsün,
  • Görgüsüzle dost olma: Yol bilmez, yordam bilmez, kural bilmez; üzülürsün.
  • Kibirliyle dost olma: Hal bilmez, ahval bilmez, gönül bilmez; üzülürsün.
  • Ukalayla dost olma: Çok konuşur, boş konuşur, kem konuşur; üzülürsün.
  • Namertle dost olma: Mertlik bilmez, yürek bilmez, dost bilmez; üzülürsün.
  • Faydalı ile faydasızı ayırdedebilenler, bilgi sahibi olanlardır.
  • Sonradan sevinecegin bir gam, arkasindan üzülecegin sevinçten iyidir.
  • Kimse kendini seçerek dünyaya gelemediğine göre, insanı insandan üstün tutmamızı gerektiren hiçbir veri yoktur.
  • Kadın, çocuk, hayvan, engelli ve çevre hakları. Bunlar laf ebeliğiyle, şişinmelerle, göz boyamacı kafa tutmalarla insanlık vicdanında giderek azalan notlarımızı yükseltebilir mi? Aynı dersten, yüz yıl çakmak sadece ayıp değil, ahmaklık da değil mi?
  • Güçlü olanın güçsüzü maddi manevi tanklarla, tüfeklerle acımasızca ezip geçtiği, hukukun -ama sana, bana amcamın kızı Süheyla'ya göre değil, evrensel kriterlere göre hukukun- üstünlüğü olmadığından gücünü, dolayısı ile mezalimini, Allah yarattı demeden artırdığı bir düzenden söz ediyoruz.
  • Bugüne kadar Best Of albümü çıkarmadım. Nasıl çıkarayım hergün yeni bir beste yapıyorum. Üzülüyorum yapıyorum, seviniyorum yapıyorum. Yalçın Küçük haklı ben beste ishaliyim.
  • Kültürel doğrularımızla sağlanan bilginin tümü arasında doğruluğu en az kanıtlanabilmiş unsurlar, tam da bizim için en fazla önem taşıması gereken ve evrenin bilmecelerini çözme, yaşamın acılarına katlanmamızı sağlama görevi üstlenmiş unsurlardır.
  • Her gün hayatı dolu dolu yaşamak için seçme hakkımız olduğunu ondan öğrendim... Hayata olan tavır ve bakış açımız her şeydir...
    Bu nedenle yarın için üzülmeyin, bırakın yarın kendisi için üzülsün...
    Her geçen günün kendine yetecek kadar derdi vardır...
    Kaldı ki, bugün, dün kaygılandığınız yarındır...
  • Biz sıradan ortalama bir yıldızı olan ufak bir gezegendeki gelişmiş maymun türleriyiz. Ancak evreni anlayabiliyoruz. İşte bu bizi çok özel kılıyor.
  • Zaten var olan yollar üzerinden gelecek olan mükemmel bir teoriye inanmıyorum. Bizim yeni bir şeye ihtiyacımız var. Bunun ne olabileceğini tahmin edemeyiz ya da ne zaman bulacağımızı çünkü eğer bilseydik, çoktan bulmuştuk da! Bu 20 yıl içerisinde gelmeliydi, ancak belki de hiç bulamayacağız.
  • Sitemizin sevgi sözleri bölümü için söz göndermek ister misiniz? ~ WWW.LOVE.GEN.TR ~
  • Milyonlarca yıl insan türü hayvanlar gibi yaşadı. Ancak sonra bir şey oldu tüm hayal gücümüzü ortaya çıkaran. Konuşmayı ve dinlemeyi öğrendik. Konuşma fikirlerin iletişimini sağladı, insanlığın birlikte çalışıp imkansız şeyler başarmasını da. İnsan türünün en büyük kazanımları konuşma ile geldi, ve en büyük hataları konuşmamaktan. Böyle olmamalı. En büyük umutlarımız gelecekle birlikte gerçek oluyor. Teknoloji kullanımı ile, imkanlar sınırsız. Sadece konuşuyor olduğumuzdan emin olmamız gerek.
  • Bazen hayat kafanıza bir tuğlayla vurur. Sakın inancınızı kaybetmeyin..!
  • Esasen Suriye, Türkiye'ye karşı açık bir husumet politikası izlemektedir. PKK terör örgütüne aktif destek sağlamayı sürdürmektedir. Tüm uyarılarımıza rağmen hasmane tutumundan vazgeçmeyen Suriye'ye karşı mukabelede bulunma hakkımızı saklı tuttuğumuzu, sabrımızın taşmak üzere olduğunu bir kere daha dünyaya ilan ediyorum.(1 Ekim 1998 TBMM Yasama Yılı Açış Konuşması'ndan.)
  • Yapamazsın onu, oraya girmeyin hiç! Bak birşey söyleyim; Çanakkale'ye giden 250 bin kişinin de anası-babası vardı! ( Apo'nun idama mahkum edildiği dönemde kendisinden yardım isteyen Şehit Aileleri Derneği üyelerinden birinin "Biz Devletimize güvenmeseydik, çocuklarımızı askere göndermezdik" sözüne cevaben )
  • Üzülmeyin çocuklar, üzülmeyin. Ben bir işe girersem adamı anasından doğduğuna pişman ederim. ( Görev süresinin dolmak üzere olduğu dönemde, ATO Başkanı Sinan Aygün'e hitaben )
  • Kimbilir belki yaralarımızı üflerken öğrendik, ıslık çalmasını.
  • Sevgilim kızma sakın
    ve lütfen yanlış anlama
    kırmızı rujunu sürünce
    paramın yetmediği
    elma şekerleri
    geliyor aklıma..
  • Sevgiyi hakedene değil de muhtaçmış gibi görünene verdiğimiz müddetçe üzülen hep biz olacağız.
  • Nefret ettiğim bir şey varsa, o da insanların kendinizi berbat hissettiğinizi bildikleri halde neşeyle hatırınızı sorup iyiyim demenizi beklemeleridir.
  • Biz türlerin oluşumuna ilişkin, doğruluğu olgusal olarak yoklanabilir bir açıklama arayışı içindeydik. Aradığımızı Türlerin Kökeni'nde bulduk. Kutsal kitabın masalımsı açıklaması geçerli olamazdı. Bilimsel görünen diğer açıklamaları da yeterli bulamuyorduk. Charles Darwin kuramı her yönüyle bilimsel yeterlikteydi.
  • En köklü mutluluğu üzüntü duyabilme gücü olanlar yaşar.
  • Eğer bir evde uzun etek, iki sene sonra kısa etek, dört sene sonra bluz, altı sene sonra şilte, sekiz sene sonra yorgan yüzü olmamışsa, o evin çocuklarında hayata karşı güçlü bir tutumluluk, doğaya ve insana karşı derin bir sorumluluk gelişmesi zordur.
  • Varlığımızı Afrika'daki üç, beş bin kişilik bir kabileye, rönesansı Floransa'daki Medicinlere borçluyuz. Ailelerin ve kabilelerin reisleri vardır; bütün büyük işleri hep bir kişi başlatmış ve hatta başından sonuna pratik ve yaklaşık olarak o kişi tamamlamıştır.
  • Tek sorumlu davranış biçimi şu olabilir: kendi bireysel varoluşumuzu bir ideolojiye dönüştürmekten kaçınmak ve özel yaşamımızı da en alçakgönüllü, en iddiasız ve en gürültüsüz biçimde sürdürmek -ama artık iyi yetişmiş olmanın bir gereği olarak değil, bu cehennemde hala soluyabilecek havayı bulabiliyor olmanın utancından ötürü.
  • Eğer bir insan size tanrı ineği konusturdu derse ve siz de ona inanmazsanız aslında bu sizin tanrıya inanmadığınızı değil o lafı konusan kişiye inanmadığınızı gösterir.
  • Başarılı olmak istiyorsanız, başarısızlık oranınızı iki katına çıkarın.
  • Benim hakkımda ne düşünürseniz düşünün hala sizi çocuğunuzum bana öylece sırtınızı dönemezsiniz.
  • Eşitlik için yıllardır soruyoruz Kara Panterler'le sorduk Vatandaşlık Hakları Hareketi'yle sorduk,hep sorduk,şimdi o soran insanlar ya ölü ya da hapiste.Peki şimdi ne yapacağımızı sanıyorlar,soracak mıyız.
  • Alışkanlıklarımızı bırakmaya çalıştıkça
    değişik hallerde yine hayatımıza geri döner.
  • Gökyüzü güneş de olsa... Sensiz karanlıktayım!
  • Hiç kimse cezayı kazanmaz, ödülü de. Aklınızı hak etmek, kazanmak gibi fikirlerden arındırın, ancak o zaman özgür düşünebileceksiniz.
  • Kurşunlarınız var, ancak silahlarınız boşaldığında ölmüş olmamı ümit edin. Şayet ayakta kalırsam silahlarınızı dolduramadan ölmüş olursunuz. ( Defalarca kurşunlandıktan sonra ) Sıra Bende.
  • Bende her insan gibi severim, ama onun anısına hürmeten şimdi buradayım. Geçmişte yaşanan o çok önemli olayda mücadele ederken hayatını kaybeden insanların anısına böyle bir kutlama yapmak istedim, ve böylece 5 Kasım gününün artık hiç hatırlanmadığını anladım. Bu yüzden oturup biraz sohbet etmemiz iyi olacak diye düşündüm. Elbette konuşmamı istemeyen kişilerde vardır, eminim şu anda telefonlarda emirler yağdırılıyor ve silahlı adamlar yola çıkmaya hazırlanıyordur. Neden? Çünkü konuşulmaya çalışılan yerde coklar söz alıncaya kadar sözler her zaman gücünü korumaya devam eder. Gerçeklerin ortaya konulduğu sözleri dinleyen herkes için büyük anlam taşıyan sözler ve gerçek şu ki bu ülkede yolunda gitmeyen bir şeyler var: Zulüm ve adaletsizlik, hoşgörüsüzlük ve baskılar... Özgürlüğünüz kısıtlanıyorsa, düşünme ve konuşma hakkınız yoksa, sensörler ve çipler her hareketinizi, her konuşmanızı izliyorsa, bazı işlerin yolunda gitmediğini söyleyebiliriz. Peki bu nasıl oldu, kimi suçlayalım, evet, elbette diğerlerinden daha fazla sorumlu olan birileri mutlaka var. Ama yinede aynaya baktığınızda suçluluk duyuyorsanız gerçeği öğrenmiş olursunuz. Neden yaptığınızı biliyorum, neden korktuğunuzu da... Kim korkmaz ki? Savaş, terör, hastalıklar, sağduyunuzu ve cesaretinizi kaybetmenize neden olacak çok değişik nedenler ortaya çıkmıştı. Korku içinizi sardı ve o panik haline Adam Sutler adındaki başkana sarıldınız. Size düzen ve barış vaadetti, karşılığında sessizlik ve emirlere itaat etmenizi istedi. Dün gece o sessizliğe bi son verdim, dün gece bu ülkeye unuttuğu bir şeyi hatırlatmak için adliye sarayını uçurdum. 400 yıl önce bu millet 5 Kasımı sonsuza dek unutmamak üzere hafızalarına kazımıştı. Dünyaya adaletin, korkusuzluğun ve özgürlüğün sadece söz olmadığını anlatacaktı, bakış açısı buydu. Eğer bir şey görmüyorsanız, bu devletin suçları sizin için bir bilinmezse ve karşı çıkmıyorsanız demek ki 5 Kasımın unutulmasına siz izin verdiniz. Ama sizde benim gördüğümü görüyorsanız, benim gibi hissediyorsanız, sizde benim gibi arıyorsanız, o zaman yanımda olmanızı istiyorum. Bir yıl sonra bu gece parlamentonun girişinde bulunun. birlikte olup onlara 5 Kasımın asla unutulmadığını, unutulmayacağını gösterelim.
  • iyi akşamlar londra..önce yayıyını kestiğim için özür dilemek isterim..pek çoğunuz gibi bende evimin güvenli ortamında günlük sıkıntılardan uzak televizyon başında keyif almaktan hoşlanan biriyim..bende her insan gibi severim ama onun anısına hürmeten şimdi burdayım.. geçmişte yaşanan o çok önemli olayda mücadele ederken hayatlarını kaybeden o insanların anısına böyle bir kutlama yapmak istedim.. ve böylece beş kasım gününün artık hiç hatırlanmadığını anladım.. bu yüzden oturup sohbet etmemiz iyi olacak diye düşündüm. elbette konuşmamı istemeyen kişiler de vardır.. eminin şu anda telefonlarda emirler yağdırılıyor ve silahlı adamlar yola çıkmaya hazırlanıyor.. neden? çünkü konuşulmaya çalışılan yerde çoklar söz alıncaya kadar sözler her zaman gücünü korumaya devam eder..gerçeklerin ortaya konulduğu sözleri dinleyen herkes için büyük anlam taşıyan sözler..ve gerçek şuki bu ülkede yolunda gitmeyen bir şeyler var...zulum ve adaletsizlik, hoşgörüsüzlük ve baskılar!! özgürlüğünüz kısıtlanıyorsa, düşünme ve konuşma hakkınız yoksa, sensörler ve chipler her hareketinizi her konuşmanızı izliyorsa orada işlerin yolunda gittiği söylenemez..peki bu nasıl oldu?? kimi suçlayalım?? evet elbette diğerlerinden daha fazla sorumlu olan birileri mutlaka var.. ama yinede aynaya baktığınızda suçluluk duyuyorsanız gerçeği öğrenmiş olursunuz.. neden yaptığınızı biliyorum..neden korktuğunuzu da..kim korkmaz ki!!! savaş, terör, hastalıklar sağduyunuzu ve cesaretinizi kaybetmenize neden olacak çok değişik nedenler ortaya çıkmıştı.. korku içinizi sardı ve o panik haliyle adam sathler adındaki o başkana sarıldınız!!! size düzen ve barış vadetti..karşılığında sessizlik ve emirlere itaat etmenizi istedi..dün gece o sessizliğe bir son verdim..dün gece bu ülkeye unuttuğu bir şeyi hatırlatmak için adliye sarayını uçurdum..400 yıl önce bu millet beş kasımı sonsuza dek unutmamak üzere hafızalarına kazımıştı...dünyaya adaletin, korkusuzluğun ve özgürlüğün sadece söz olmadığını anlatacaktı... bakış açısı buydu..eğer bir şey görmüyorsanız bu devletin suçları sizin için bir bilinmezse ve karşı çıkmıyorsanız demekki beş kasımın unutulmasına siz izin verdiniz..eğer sizde benim gördüğümü görüyorsanız, benim gibi hissediyorsanız sizde benim gibi arıyorsanız o zaman yanımda olmanızı istiyorum..bir yıl sonra bu gece parlamentonun girişinde bulunun.. birlikte olup onlara beş kasımın asla unutulmadığını, unutulmayacağını gösterelim.
  • İşler kötüye gittiği zaman moral bozuluyor. O zaman birdenbire herşeyi kapkara görüp, kötü düşüncelere saplanmamak gerekir. Doğru iseniz, azimli iseniz, her çareye başvurmanız ve hakkınızı aramanız gerekir, iş düzelir.
  • Üzüntü Sözleri kategorisi için yeni bir söz ekle;

Toplam 9 sayfa, 8. sayfadasın: Önceki, 6, 7, 8, 9, Sonraki
Love.GEN.TR, Aşk ve Sevgi Sitesi
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 - 2021