Sandık sandığa dayandı artık.Yoksa sabah rüzgarında savrulur gidersin. Cafe, bar, disco, meyhane, pavyon vb.mekan açmak her babayiğidin harcı değildir.İşini düzgün yaptığın zaman eyvallah, ama düzgün yapmayıp kayış atarsan o zaman ben korkulu rüyan
Dünyanın Kainat'taki biricik meskûn yer olduğunu farz etmek bile düpedüz cehalettir. Yetkili kişileri - uçan daireler yoktur "“ iddiasına sürükleyen tabii bir korku veya beşeri bir kibir ve azamettir.
Seneler geçer gider ömürü biçer gider, ölümün şerbetini her gelen içer gider. İlkbahar güze gider gece gündüze gider, batması korkulan çöp sakınan göze gider. Ömür zevkine gider nefret de kine gider, gönül güzeli sever güzel çirkine gider.
Yüreğimdesin şu aralar düşündürüyorsun düşündürüyor ama sana gelemiyorum neden diyeceksin bende bilmiyorum belkide korku yüzünden içimde bi korku var bi yensem o korkuyu gelirim düşünmeden.
İnsanlar en büyük hatalarını kaybetmekten korktuklarında yaparlar. Oysa hayat bir yarıştır ve bu yarışı, ancak kaybetmekten korkmadığın zaman kazanabilirsin.
Birbirimize dokunmalarımız korkak kelebeklerdir Dokununca renkleri yıkılan... Çünkü küskün çocuklar inanmazlar. Ki inanmak küskün bir çocuğun en büyük kan kaybıdır. Susarım içimde bir yangın başlar. Dokunsam arta kalan sen kül
ALLAH'TAN KORK, DUAMIDIR BEDDUAMIDIR Seninle sona eren aşkımıza, hiçte üzülmüyor ve ağlamıyorum.Aşkımız zaten baştan yokmuş ki.Geç anladımsada, şu günlerde yalan olan sevdandan, tam tersi, kurtulduğuma seviniyorum.Sana neye üzüldüğümü
Mümin kimse küçük günahları da büyük görür. Peygamber efendimiz; "Mümin kimse, günahını dağ gibi görüp, kendi üzerine düşeceğinden korkar. Münafık ise, günahını burnu üzerine konan ve hemen uçan sinek gibi görür" buyurdu.
Yüzyıllardır oynanmasına rağmen hiçbir seyirci; sahneye fırlayıp Romeo'nun zehirli iksiri içmesine engel olmamıştır. Sonunda geminin batacağı bilindiği halde Titanic defalarca izlenmiştir. Bitecektir korkusuyla aşktan kaçarsan hayattan hiçbir tat alamazsın. Çünkü Romeo ölmeli, Titanic batmalı ama aşk her şeye rağmen yaşanmalı.
İnsanlığın bir gün büyük mücadelelere neden olacağı kuşkusuzdur. Sonunda varolma içgüdüsü galip çıkacaktır. Budalalık, korkaklık ve kendini beğenmişlikten oluşan insanlık bu içgüdü karşısında eriyip gidecektir.
Gece korku vaktidir. Göz artık vazifesini yapamadığı için yanlış şeyler görmeye başlar. Her gölge oyunu her ot titreyişi her yaprak kımıldayışı bir düşman yaklaşması hissini verir.
Ölüm korkusunu aşmadıkça insan için özgürlük yoktur. Ama intihar ile değil. Bu korkuyu aşmak için kendini bırkmamak gerekir. Hiç burukluk duymadan, korkmadan ölebilmeli.
Dünyanın Kainat'taki biricik meskûn yer olduğunu farz etmek bile düpedüz cehalettir. Yetkili kişileri uçan daireler yoktur “ iddiasına sürükleyen tabii bir korku veya beşeri bir kibir ve azamettir.
Hayatta kadınların nasıl ikinci derecede rol oynamakla yükümlü kılındığını gören bir kızın cesaretini yitirip, kendisini bekleyen işlere pek istenildiği gibi el atamayacağı, yaşamın karşısına çıkaracağı ödevlerden korkup soluğu kaçmakta alacağı doğal, bunun da kendisini işe yaramaz bir duruma sokacağı kuşkusuzdur.
Sanrı, ruhsal berilimin alabildiğine büyük boyutlara ulaştığı, insanın amacından itilip uzaklaştırılacağı korkusuna kapıldığı durumlarda ortaya çıkmaktadır.