Duanızı öyle bir delil araya koyarak edin ki, o günah işlememişlerden olsun. O delil, Allah dostudur. Onlara tevazu ve sevgi gösterin ki, sizin için dua etsinler.
Bu gece bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesi. Kulun Rabbine yakın olduğu gecelerin en önemlisi? Kendisine dua edenleri geri çevirmeyen, günahları bağışlayan, her şeyi bilen, gören ve duyan Yüce Allah tüm dualarımızı kabul etsin.
Gözlerime iyi bak. Başka bir sonbahara erteledim hissedebildiklerimi. Gözlerime iyi bak. Sende kaldılar çünkü Yasal her bir acının koynundan doğan varlığının günahsız bedeni Ruhumu esir aldı benden.
SEVİPTE KAVUŞžAMAYANA GELSİN ; Aşk günah olmayacak kadar masum, köle olmayacak kadar özgür, ulaşılmayacak kadar derin, unutulmayacak kadar yakındır.Ve iki kişi birbirini severse; sevgi olur. Biri kaçar, diğeri kovalarsa buda aşk olur. İkisi
Mübarek Ramazan ayı; sana vücudunun sıhhat ve selameti olan az yemeğe. Ruhunun sıhhat ve selameti olan günahsız olmaya. Dininin sıhhat ve selameti olan Peygamber Efendimizin güzel ahlakına sahip olmaya vesile olsun.
Mümin kimse küçük günahları da büyük görür. Peygamber efendimiz; "Mümin kimse, günahını dağ gibi görüp, kendi üzerine düşeceğinden korkar. Münafık ise, günahını burnu üzerine konan ve hemen uçan sinek gibi görür" buyurdu.
Çocukken her aksam yatmadan önce Tanrı'ya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. Bir gün Tanrı'nın çalısma tarzının bu olmadıgını anladım. Ertesi gün gittim kendime yeni bir bisiklet çaldım ve her aksam yatmadan önce Tanrı'ya günahlarımı affetmesi için dua ettim.
Kader önünde sonunda öyle veya böyle günahlarımızın bedelini önümüze koyar. Görünen ya da görünmeyen zaman içinde herkes günahlarının bedelini öder. Bunu bilen adam kimseye kızmaz, gücenmez, kimseyi aşağılamaz, kimsenin arkasından konuşmaz, kimseyi itham etmez, kimseden nefret etmez, kimseye kin tutmaz. Bunu bilen adam karşılaştığı aksiliklere şaşmaz. Önüne çıkan maddi-manevi engellerin kendi günahlarından başka bir şey olmadığını bilir.
İşte bu benim Ayasofya Vakfiyem, dolayısıyla kim bu Ayasofya'yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini tebdil ederse onu iptal veya tedile koşarsa, fasit veya fasık bir teville veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camisi'nin vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kastederlerse, aslını değiştirir, füruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol gösterirlerse ve hatta yardım ederlerse ve kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkarlar, camilikten çıkarırlar ve sahte evrak düzenleyerek, mütevellilik hakkı gibi şeyler ister yahut onu kendi batıl defterlerine kaydederler veya yalandan kendi hesaplarına geçirirlerse ifade ediyorum ki huzurunuzda, en büyük haram işlemiş ve günahları kazanmış olurlar.
Bu sebeple, bu vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah'ın, Peygamber'in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen laneti onun ve onların üzerine olsun, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın. Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır. Allah'ın azabı onlaradır. Allah işitendir, bilendir
İnsanın belli başlı iki günahı vardır, öbürleri bunlardan çıkar: Sabırsızlık ve tembellik. Sabırsız oldukları için Cennet'ten kovuldular, tembelliklerinden geri dönemiyorlar. Ama belki de belli başlı sadece bir günahları var: sabırsızlık. Sabırsızlıklarından ötürü kovulmuşlardı, sabırsızlıklarından ötür geri dönemiyorlar.
Doğaya her türden aykırılık, günahtır. En günahkar insan, rahiptir; o, doğaya aykırılığı öğretir. Rahibe gösterilecek olan, nedenler değildir, tımarhanedir.
Affedilmeyecek günahlardan biri de, kişinin "Keşke, sadece bu günahımdan sorguya çekilsem yani, bu günah önemli değil demesidir. Daha sonra şöyle buyurdular: İnsanlar arasında şirk, karıncanın karanlık gecede siyah bir deri üzerindeki ayak izinden daha gizlidir.
İnsanların en takvalısı, şüpheli olan işlere teşebbüs etmeyen kimsedir. İnsanların en abidi, farzları eda eden kimsedir. İnsanların en zahidi, haramları terkeden kimsedir. İnsanların en çok çaba göstereni, günahları terkeden kimsedir.
Ey insanlar, dünya sevgisinden sakının; zira dünya sevgisi her günahın başı, her belanın kapısı, her fitnenin yoldaşı, her musibetin de sebebidir. Eğer Bir Gün Dünyaya Ait Derdin Olursa Rabbine dönüp'Rabbim Çok Büyük Derdim Var'deme; Derdine Dönüp Çok Büyük Rabbim Var'de.
Şu dört özelliği taşıyan Allah 'ın iyi kullarındandır: Tövbe edene sevinen, günahkarın bağışlanmasını dileyen, kötüye(ıslahı için) dua eden, iyiye yardımda bulunan.
Ey Allah'ın kulları! İbretlerden öğüt alın ve geçmişlerin geriye bıraktıkları eserleri ibret kaynağı edinin. Bunca nimetlerin şükrü için günahlardan uzak durun ve nasihatlardan yararlanın. Allah'ın yardımcı ve sığınak, Kur'an'ın da delil ve davacı, cennetin sevap, cehennemin de ceza ve işkence olması insana öğüt olarak yeter.
Erkek hanımına, hanım da beyine sevgiyle baktıklarında, Cenab-ı Hak ta onlara rahmetle bakar. Şayet erkek, hanımının ellerini ellerine alırsa, her ikisinin de, günahları parmaklarının arasından dökülür gider.
Belaya şükretmek lazımdır. Çünkü küfür ve günahlardan başka bela yoktur ki, içinde senin bilmediğin bir iyilik olmasın! Allah, senin iyiliğini senden iyi bilir.
yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. o da hırsızlıktır. onun dışındaki bütün günahlar hırsızlığın çeşitlemesidir. bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. yalan söylediğinde , birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın.
Bir filozofu sevişirken yakalayanlar, kızmışlar ve bağırmışlar O'na : neden günaha giriyorsun? Utan mıyor musun. diye. Filozof şaşırmış ve demiş ki : ben günaha girmiyorum. hayata bir tohum ekiyorum.
İnsanın doğuşunu görmekten herkes kaçar, ama ölümünü görmeğe hep koşa koşa gideriz. İnsanı öldürmek için gün ışığında, geniş meydanlar ararız, ama onu yaratmak için karanlık köşelere gizleniriz. İnsanı yaparken gizlenip utanmak bir ödev, onu öldürmesini bilmekse birçok erdemleri içine alan bir şereftir. Biri günah, öteki sevaptır.
Toplumun ıslahı için tek tek fertlerin salâha erdirilmeleri şarttır; aksi halde, eczası günahlardan mürekkep parçalardan, sıhhatli bir bünyenin meydana gelmesi mümkün değildir.
Namusun önemini öğrendim evde.. Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu; gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunu öğrendim.
Günah işlemekte ısrar etmek, kendini Allah'ın tuzağından güvende bilmenin sonucudur. Oysa Allah'ın tuzak kurmasından, hüsrana uğrayan topluluktan başkası güvende olmaz.
Kader hem zamana [tarihe ve an'a] ve mekana [uzaya ve vucudumuza] yayılan; hem de bizzat bizim ruhumuza, nefsimize, zihnimize, gönlümüze, vicdanımıza, bilincimize yani varlıgımızı teşkil eden yoğunluk bölgesine odaklanan gerilimin adıydı. İyi ile kötü, günah ile sevap, helal ile haram, doğru ile yanlış, ümit ile korku, ödül ile ceza, Cennet ile Cehennem arasındaydık. İnanmak insanın en ince ve en keskin sınırda hareket etmesi demekti. Buna mukabil, teslimiyette, iradenin forsunu aşan bir imkan vardı ki bunu ancak terbiyeden sonra gelen olgunluk sayesinde kavrayabilirdik.
Ey Hişam! Hz.Mesih(İsa) havarilerine dedi ki; Küçük ve ehemmiyetsiz sayılan günahlar şeytanın tuzaklarından biridir. Şeytan onları size küçük ve ehemmiyetsiz gösteriyorlar, böylece onlar çoğalıyor ve sizi kuşatıyor.
Ey insanlar,günahkar besinlerle bedenlerinizin kutsallığını kirletmey bir son verin.Ekinlerimiz var ,dallarda bütün ağırlıklarıyla sarkan elmalarımız var;bağlarda olgun üzümlerimiz var;kimileri ateşte de pişirilebilen lezzetli bitkilerimiz ve otlerımız var. Sütten mahrum değilsiniz;kekik çiçeklerinin üzerindeki hoş kokulu baldan da.Dünya,sonsuz zenginliği ve cömertliğiyle ,bütün ihtiyaçlarınızı fazlasıyla karşılar ve öldürmeye yada kan dökmeye gerek kalmaksızın size yiyecek verir.Et, yalnızca yabani hayvanların açlığını giderir.Hatta bütün hayvanların da değil:Atlar,koyunlar ve çiftlik hayvanları, çimenlerle beslenir.Ama vahşi ve saldırgan olanlar;aslan,kaplan,kurt ve ayılar yiyeceklerini kanla ıslanmış olarak severler.Ah, ne kadar yanlıştır,etten bedenleri etle beslemek;açgözlü bir bedeni ,başka bir bedeni yiyerek semirtmek ;bir yaratığın yaşamını bir başka yaratığın ölümüne bağlamak! Silahlar ilk başta yalnızca vahşi hayvanların kanlarıyla lekeleniyordu ve bu kadarla kalması gerekiyordu:Bizi yok etmeye çalışan hayvanları öldürmenin günah olmadıgını kabul ediyorum ama her ne olursa olsun ,hayvanların yenmemesi gerekiyor!
Birçok dindar kişinin dinin kendilerini iyi birer birey olma konusunda motive ettiğini düşündüklerini biliyorum, özellikle de kişisel günahkârlığı sistematik biçimde sömüren inançlardan birinin mensubu iseler.
Hakiki dost Allah gibi mahrem olmalıdır. Dostun çirkinliklerine, hoşa gitmeyen hallerine tahammül etmeli, hatasından incinmemelidir. Dosttan yüz çevirmemelidir, dosta itiraz etmemelidir. Nitekim rahmeti bol olan Allah kullarının ayıplarından, günahlarından, noksanlarından dolayı onlardan yüz çevirmez. Tam bir inayet ve şefkatle, onlara rızkını verir. İşte garazsız, ivazsız dostluk budur.