İnsanlar servet ve rütbeyi arzular, ama bunlar doğru bir biçimde elde edilmemişse kalıcı olmazlar. İnsanlar yoksulluk ve düşkünlükten hoşlanmazlar, ama doğru davranmazlarsa bundan kurtulamazlar. Eğer örnek insanlar insancıllıktan uzaklaşırlarsa bu nitelemeye nasıl hak kazanırlar? İdeal insanlar hiçbir zaman insancıllıktan sapmazlar; aceleleri olduğu zaman da, kargaşa içinde bulundukları zamanda ona bağlı kalırlar.
Her zaman kalbimizden gelen ve doğru bulduğumuz sese uymalıyız, çünkü o ses hiçbir zaman yalan söylemez...Bu söz Savaş ve Barış için söylenen bir sözdür.
Gönülden âh! edenin her ˜âh'ına icabet edilmiştir. O'na doğru içten yükselen hiçbir ses cevapsız kalmamıştır. Elverir ki, biz sesimizi gönlümüzün sesi haline getirelim.
Eskiden dinler, bilimler, sanatlar, bütün bilgelikler ve şiirler, bir merkezden ışığın dağılması gibi doğudan batının karanlık bölgelerine doğru yayılırdı.
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.
Milletin çok belirgin niteliklerinden biri de dildir. Türk Milleti'ndenim diyen insan, herşeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz.
Toplum! İşte en çok nefret ettiğim şey! O, durmadan benliğimizin verebileceğinden fazlasını istiyor bizden. Ama kendimizi doğru dürüst yetiştirebilmek için gerekli şartları hazırlamıyor. Önümüze engeller koyuyor...
Ölümü ölümle onarmalıyız. Bunun için insanları diriltmek için ölmek gerek. Binlerce insan ölmeli ki milyonlarcası yerine gelsin. Ölüm zor bir şey değil,pek kolay. Yeter ki ötekiler can bulsun,bellerini doğrultsun...
Birisine bir iyilik yaptığında ne bekliyorsun? Doğru şeyi yaptığından ötürü hoşnut olman ve bu iyiliğin karşılığını beklememen gerekmez mi? İnsanlar birbirleri için yaratılmıştır. Ya onlara doğru yolu göster ya da onlara karşı anlayışlı ol.
Ben insanların ayıplarını gören gözlerimi kör ettim. Sen de onlara benim gibi iyi gözle bak. Diyor ve ekliyor.
Bakın! Toplumsal bunalımların, kavga ve dövüş ortamının tek ve en güçlü doğuş sebebi sevgi eksikliğidir. Bunun en doğru tedavi yolu ise SEVGİYİ aramak, yaşamak, uygulamaktır. Hoşgörülü olursanız seversiniz. Sevilirsiniz. Karar verirseniz ve de bu yolda çalışırsanız her şeye ulaşırsınız...
Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle.. Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla.
Dünyada en büyük musibet, cahilin ilim davasında bulunması, o davanın da cahillerce doğru zannolunmasıdır. İnsan bilmediğini açıkça itiraf edecek olursa, hem vebal altına girmekten kurtulur, hem de hulus-u her hayırlı iş ve ameli Allah rızasını niyet ederek yapmak niyyeti dolayisiyle Allah'ın ilham ve talimine mazhar olur...
Bir insanın özgürlüğünün bir başka insanın özgürlüğüyle sınırlandığı doğru değildir. İnsan, tümüyle hemcinslerinin serbest rızasıyla akseden ve tanınan kendi özgürlüğünce gerçekten özgürdür, onların özgürlüğünde doğrulama ve genişleme bulur. İnsan yalnızca eşitçe özgür insanlar arasında gerçekten özgürdür; bir tek insanın bile köleliği tüm insanlığı çiğner ve herkesin özgürlüğünü etkisiz hale getirir. Herkesin özgürlüğü bu nedenle yalnızca herkesin eşitliği halinde gerçekleşebilir. Özgürlüğün eşitlikle gerçekleşmesi, hem ilkece hem de gerçekte, adalettir. Eğer insan ahlağının bir temel ilkesi varsa, o da özgürlüktür. Hemcinslerinin özgürlüğüne saygı duymak görevdir, onları sevmek, onlara yardım etmek, hizmet etmek ise erdemdir.
Bütün öngörüler yanılır; bu, insana bahşedilmiş çok nadir kesin bilgilerden biridir. Ama öngörüler gelecek hakkında yanılsa da, kendilerini dile getirenler hakkında doğruyu söyler, onların şimdiki zamanlarını nasıl yaşadıklarını anlamak için en iyi anahtardır.
Rakibinizin gözlerine bakmayın, yoksa zihniniz onun gözlerine doğru çekilecektir. Onun kılıcına bakmayın, yoksa kılıcı ile katledilirsiniz. Rakibinize doğrudan bakmayın, yoksa ruhunuz rahatsız olacak ve şaşıracaktır.
Kader hem zamana [tarihe ve an'a] ve mekana [uzaya ve vucudumuza] yayılan; hem de bizzat bizim ruhumuza, nefsimize, zihnimize, gönlümüze, vicdanımıza, bilincimize yani varlıgımızı teşkil eden yoğunluk bölgesine odaklanan gerilimin adıydı. İyi ile kötü, günah ile sevap, helal ile haram, doğru ile yanlış, ümit ile korku, ödül ile ceza, Cennet ile Cehennem arasındaydık. İnanmak insanın en ince ve en keskin sınırda hareket etmesi demekti. Buna mukabil, teslimiyette, iradenin forsunu aşan bir imkan vardı ki bunu ancak terbiyeden sonra gelen olgunluk sayesinde kavrayabilirdik.
Gövdesini komple kapıya doğru çevirerek) Bak şimdi de kapıya döndüm! (Kendisine 'Üstad bu ne hal, saç sakal karışmış, maymuna dönmüşsün!' diyen birine.
Biz Türkler ; Hristiyanlar'ı, Yahudiler'i, dinsizleri küçük görüp; onların inançlarının ya da inançsızlıklarının son derece saçma olduğunu düşünen, doğru yolda kendisinin olduğunu söyleyen fakat hacca gavur araçlarıyla giden, odasını gavur araçlarıyla aydınlatan, uzaktaki dostuyla gavur araçlarıyla haberleşen bir toplumuz.
Harp garip bir sanattır; ben altmış harp yaptım! Doğrusunu söylemek lazım gelirse hiçbir şey öğrenmedim ki, daha ilk harbi yaptığım andan itibaren bilmiş olayım.
Bekleme; "doğru zaman" asla gelmeyecektir. Bulunduğun yerde başla ve senin emrinde olabilecek her türlü araçla çalış! Gideceğiniz yol üzerinde daha iyi aletler bulunacaktır.
Düşmanınıza saldırabilirsiniz; doğru mu yanlış mı yaptığınızı düşünmeniz gerekmez, er ya da geç yargı(ç)larınız sizi haklı çıkarmak için en iyi gerekçeleri bulacaktır nasıl olsa.
Bazen gökyüzünde siyah bulutlar olur;gökyüzü bu siyah bulutlar yüzünden değişmez.Ve bazen beyaz bulutlarda olur ve gökyüzü bu beyaz bulutlar yüzünden de değişmez.Bulutlar gelirler ve giderler gökyüzü baki kalır.Sen gökyüzüsün ve düşüncelerde bulutlardır.Eğer düşüncelerini titizlikle izlersen,eğer onları kaçırmazsan,eğer onlara doğrudan bakarsan ilk şey bunu anlamak olacaktır ve bu çok büyük bir anlayıştır.Bu senin aydınlanmanın başlangıcıdır.Artık sen uykuda değilsin,artık gelip giden bulutlarla özdeş değilsin,artık sonsuza dek baki kalacağını biliyorsun.tüm kaygı yok olur.
Sanayi Çağının simgesi makineleşmeydi. Yaklaşan yeni dönemin simgesi ise gezegen olacak. Yani yaşayan, kendi kendini yaratan ve yenileyen bir sistem. Yöneticilik anlayışı da bu doğrultuda değişecek.
Gençler için müzik kadar beden eğitimi de önemlidir. Bunun ilk basamağını doğru beslenmek oluşturur. Bir hekim pek çok hasta görmüş tecrübeli kendisini kafasıyla tedavi edebilen bir insan olmalıdır. Diğer yandan kötülüklere savaşacak olan yargıç içinse bu durum tam tersidir. Yargıç çocukluğundan itibaren kötülerle düşüp kalkmamış ve yaşlı çevresindekileri gözlemleyerek iyi ile kötüyü ayırma tecrübesine ulaşmış olan bir kimse olmalıdır.
Dışarıdan bir şeyler kazanabilmek için,içeriden bir şeyler yitirmek.Yani şan, şö...hret, mevki,makam şatafat, ün, şan kazanmak için;Huzurunu, boş zamanını ve bağımsızlığını,bütünüyle ya da önemli ölçüde feda etmek;Büyük bir budalalıktır. Mutluluk çok zordur ve içimizdedir.Başka yerde bulunması imkânsızdır.Sağlıklı bir dilenci, hasta bir kraldan daha mutludur.Eksiksiz bir sağlıktan ve kusursuz bir bedenden daha iyi ne olabilir?Sakin ve neşeli bir huy.Duru, canlı, nüfuz edici ve doğru kavrayan bir zekâ.Ilımlı, yumuşak bir arzu ve bunlara uygun olarak iyi bir vicdan. Bunların hepsi; yerini hiçbir rütbenin,ya da zenginliğin dolduramayacağı üstünlüklerdir...
İlahi bir desteğe güveniyorum; ihtiyacımız olan her şeyi doğru zamanda hiç güçlük çekmeden daima aldık. Ben çalışmalarımızın Tanrı'nın koruyuculuğunun bir parçası olduğuna inanıyorum.
Kesin olan bir şey var. Bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek. Şüphe etmek düşünmektir. Düşünmekse var olmaktır. Öyleyse var olduğum şüphesizdir. Düşünüyorum, o halde varım. İlk bilgim bu sağlam bilgidir. Şimdi bütün öteki bilgileri bu bilgiden çıkarabilirim.
Felsefe sözünden "bilgeliği inceleme" anlaşılır. Bilgelikten de yalnız işlerimizde ölçülülük değil, aynı zamanda hayatımızı sürdürebilme, sağlığımızı koruma ve bütün zanaatların icadı için de insanın bilebildiği bütün şeylerin tam bir bilgisi anlaşılır. Bu bilginin böyle olması için de onun ilk nedenlerden çıkarılmış olması gereklidir. Böylece bu bilgiyi edinme yolunu öğrenmek için (ki asıl felsefe budur) bu ilk nedenleri, yani ilk ilkeleri aramakla işe başlamak gerekir. Bu ilkelerde de iki koşul bulunmaktadır. Birincisi; bu ilkeler o kadar açık ve apaçık olmalıdır ki insan aklı onları dikkatle incelemeye koyulduğunda doğruluklarından şüphe etmesin. İkincisi; geriye kalan başka bütün nesneler var olmadığı hâlde dahi ilkeler bilinebilmeli, fakat buna karşılık, ilkeler var olmayınca başka şeyler bilinmemelidir. Bundan sonra da ilkelere bağlı olan şeylerin bilgisini öyle ilkelerden çıkarmalıdır ki yapılan dedüksiyonların bütün devamınca apaçık olmayan hiçbir şeye rast gelinmesin.