Sahip olmanın suçundan ve ekonomik rekabetin yükünden arınmış bir çocuk, yapılması gerekeni yapma iradesi ve bunu yaparken coşku duyma yeteneği ile büyüyecektir.Kalbi karartan gereksiz çalışmadır.Emziren annenin, eğiticinin, başarılı avcının, iyi aşçının, becerikli ustanın, gereken işi yapan ve yapan herkesin sevinci-bu kalıcı coşku belki de insan yakınlığının ve bir bütün olarak toplumsallığın en derin kaynağıdır.
İnsanlar uygar oldukları müddetçe en güzel soruları soramazlar, çocuk oldukları müddetçe en güzel sorulara koşarlar, kafalarında menedici bir kural veya sansür yoktur.
Bana bugüne kadar binbir türlü şey söylendi. Hayatta en çok hoşuma giden şey de bana ˜deli' denmesidir. Hele ˜deli çocuk' denirse daha da hoşuma gider. Doğan Avcıoğlu ise ˜Yalçın, dehayla delilik arasında gidip geliyor' demişti.
Karamsar olmak zor değil, zor olan çılgın bir fırtınadan< sonra gökkuşağı gibi gülümseyebilmektir... Kucaklamaya kollarının yetmeyeceği bir ağaç, bir tohumla baslar. En uzun yolculuklar ise, bir adımla baslar. Gerçek sevgiler ise bir tebessümle baslar... Annem her fırsatta çocuklarına güneşe doğru zıplamalarını öğütlerdi. güneşe ulaşamazdık ama hiç olmazsa ayaklarımız yerden kesilirdi...