Sahip olduğu için övünüp böbürlendiği bütün değerlerin elinden bir anda uçup gittiğini görmüş adamların gözündeki buruk gri rengi fark edemeyenler için iyelik ekleri hala kurbanlarını bekler.
Tabular tabular! Her adımda şuura dur emrini veren bir jandarma neferi. Her kapının arkasında, elinde bıçak, bekleyen bir harem ağası. Düşünme! Düşüneni iftiranın ve sefaletin lağımında boğduktan sonra ellerimizi yıkayıp, efendim bizde filozof yetişmiyor diye ah u vahlar.
Başkaları ile ilgilenirsen iki ay içinde birçok dostlar kazanabilirsin; başkalarının seninle ilgilenmesini beklersen, iki yılda bile tek dost kazanamazsın.
Işığını yak. Bir gülümseme yak. Başlangıçta o sana zor gelse bile, yeni bir şey öğrenmek için veya şimdiye kadar anlamadığın bir şey için ilgi yak. Seni çevreleyenleri dinleme kapasitesi yak. Senin çevrende olan şeyleri dikkatli bir şekilde görme kapasiteni yak, beklemediğin harikalar bulacaksın. Gelecek gün için ve hatta bugün için umut yak. Yaptığın şeylere neşe ile bak ve tatmin olmak için onu iyi yap. Diğerlerinin yaptıkları veya yapmadıkları için acı çekme; kendi işine yoğunlaş ve başlangıçta inandığın gibi diğerlerinin o kadar kötü yapmadığını göreceksin. Başarmak için maceraya fırla: Düşünce olarak bile yenilgiye yol açma. Basit olsa bile kaderinin önemini algıla, çünkü o zaman kendi hayatını değiştirebilirsin ve hatta yer aldığın tarihi bile. Çünkü o zaman gecede (zor zamanlarda galip gelmeye) yenmeye başlamış olacaksın.
İddianameye karşı diyeceklerim mevcuttur, iddianame kelle istemek için hazırlanmıştır. Yapılan tahliller yanlıştır, hatalıdır, değerlendirmeler keza isabetsizdir. Yalnız biz varlığımızı hiçbir karşılık beklemeden esasen Türk halkına armağan etmiş bulunuyoruz ve Türk halkı ve devletin bağımsızlığına armağan etmiş bulunmaktayız.. Bu sebeple ölümden çekinmiyoruz.
Kapalı sandığın içinde günışığına çıkmayı bekleyen, kıymeti bilinmemiş bir define değilim ben. Hakkımda soracağın her sorunun cevabı üç aşağı beş yukarı sende saklı zaten. Beni keşfetmeye çalışmanı da, keşfettiğini sanmanı da istemem. Tanımak zorunda değiliz birbirimizi, daha bir arpa boyu tanıyamamışken kendimizi.
Her insan mutlu olamaz... Çünkü; gereğinden fazla özler dünü, Hak ettiğinden fazla... düşünür yarını. Ve hiç hak etmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü.
Her insan mutlu olamaz. Çünkü; gereğinden fazla özler hayatından çıkanları Hak ettiğinden daha büyük umutla bekler hayatına girecekleri Ve asla göremez yanı başındakileri.
Aşk sözleri denilince akla gelen ilk site. ~ WWW.LOVE.GEN.TR ~
İnsan zekayla ödüllendirilmiştir. O, kendi kendini bilen bir yaşamdır; kendisinin diğer insanların, geçmişinin ve gelecekte onu bekleyen olasılıkların farkındadır.
Her mutsuzluğun ötesinde yine yaşam bekler..Ama insana özgü bir yeteneksizliktir yaşayamamak !..Yoksa hangi balık boğmuş kendini ; Hangi serçe atlamış damdan.
Eğer sen, başkalarından kendine saygı beklersen bu onlar için büyük bir şeydir.Sadece kendine saygı duyabilirsen diğerleri de sana saygı duymaya mecbur kalır.
Ben sanatçı için bütün bir özgürlüğün olduğuna inanmıyorum. Kendine kalsa, istediği her şeyi yapmak için özgür, ancak genelde hiçbir şey yapmaz. Eğer sanatçı için ilham beklerken tehlikeli bir şey varsa hayatında bu özgürlüğünün sorunudur.
Yıllanmışlığın güzelliği dört şeyde kendini gösterir; yakmak için bekletilmiş odun, içmek için yıllanmış şarap, güvenmek için eski dostlar, okumak için de eski yazarlar en iyisidir.
Odandan çıkman gerekmez, masanda oturmaya devam et ve dinle... Dinleme bile, sadece bekle...Bekleme bile, gerçekten sakin ve yalnız ol. Dünya özgürce sunacaktir kendini sana...Maskesinden sıyrılmak için başka seceneği yok, huşu içinde yuvarlanacaktır ayaklarının dibine.
Bugün vatandaşlar arasında kardeşliği, birliği geliştirmekle yükümlü olan devletin, onları devletten lütuf bekleyen, bir şeyleri koparmaya çalışan bireyler haline getirdiği kuşkusuzdur. Bugün tarım, sanayi, ticaret gibi kesimler devletten bir şeyler koparmak için çılgın bir yarış içindedirler. Herkesin gayreti yasa koyucudan kardeşlik adına bir imtiyaz koparmak şeklinde özetlenebilir.
Yaptığınızı, bir başka budalanın, bunları sizden beklediğini düşündüğünüz için yapıyorsanız, onun sizden bunları beklemesi de, sizin onun bunları beklediğini umduğunuzu sandığından ileri geliyorsa, herkes istemediği bir şeyi yapıyor demektir. O zaman ortaya budalaca bir durum çıkar.
Çalışmasının karşılığında ücret isteyen bir emekçinin, sattığı mal karşısında bir kar bekleyen tüccarın, verdiği tavsiye dolayısıyla muayene ücreti bekleyen bir doktorun, verdiği vaaz karşılığında ˜yaşamak için' bir gelir beklentisi içerisinde olan bir rahibin davranışının gerisinde yatan çıkarcılık sadece meşru değildir, aynı zamanda gereklidir.
Ders çalışmayı yarına bırakan öğrenci; yolunda bir ırmağa rastlayıp da akıp geçmesini bekleyen insana benzer, ırmak hiç durmadan akıp gider, o hala bekler.
Anadolu'nun asilleri bu toprakların vatanlaştırılmasında öncü rolü oynayan kimlerse hep onlar olmuştur. Anadolu'nun vatanlaştırılması ile İslâmlaştırılması yüzyıllar boyunca at başı giden iki eğilim olmuştur. Bu bakımdan İstiklâl Harbi ve Cumhuriyetin İlânı istisna değildir. Söz konusu eğilimlerin yan yana ve birbirlerine güç aktaran, birbirlerinden güç devşiren unsurlar oluşu hem istiklâl harbinde ve hem de Cumhuriyetin ilânında gerçekleşmiştir. Biz Türkler topraklarımıza mahsus asaleti bu iki eğilimin kesiştiği noktalarda belirginleşen davranışlarda arıyoruz. Beklediğimiz kesişme beklediğimiz asilleri getiriyor. Nerede vatanlaştırma ve İslâmlaştırma birbirinden uzak düşüyorsa orada asaletin kaybolduğunu gözlüyoruz. Bir insanın asaletini kaybetmesi de bu iki eğilimi birbirinden kopardığı, bu eğilimleri çıkar kapısı haline getirmesiyle gerçekleşiyor.
Neden bekledik sanki? Neden aklımıza gelir gelmez yapmadık? Karşımıza çıkan mutluluk anlarını hemen yakalamak gerek. Uzun uzun hazırlanıp beklemek her şeyi bozuyor çok zaman.
Bizler doruğu hiçbir zaman göremeyecek olan köleler değiliz; çünkü hiçbir doruk yoktur.Yaşam yüzyıl sonra daha az kusurlu olacaktır. Mükemmeleşebilme anlamsızdır. Çünkü sonsuz sürece nerede girersek girelim bir çeşit nostajiyle geleceği bekleriz ve daha iyi bir çağı hayal ederiz.
Mutlu olmak için içinde bulunduğunuz andan daha iyi bir zaman olduğuna karar vermek için beklemekten vazgeçin. Mutluluk bir varış değil, bir yolculuktur. Pek çokları mutluluğu insandan daha yüksekte ararlar, bazıları da daha alçakta. Oysa mutluluk insanin boyu hizasındadır.
Her insan mutlu olamaz. Çünkü gereğinden fazla özler hayatından çıkanları, hak ettiğinden daha büyük umutlarla bekler hayatına girenleri. Ve asla göremez yanı başındakileri.
Erdemli olmayı göze al; bu yola gir; İyi yaşamayı sonraya bırakan; yolunda bir ırmağa Rastlayıp da geçmesini bekleyen köylüye benzer; Irmak hiç durmadan akıp gidecektir.
Birisine bir iyilik yaptığında ne bekliyorsun? Doğru şeyi yaptığından ötürü hoşnut olman ve bu iyiliğin karşılığını beklememen gerekmez mi? İnsanlar birbirleri için yaratılmıştır. Ya onlara doğru yolu göster ya da onlara karşı anlayışlı ol.
Herkes' her yerde hazır bulunur, ama insanın karar vermesi gerektiği yerde 'herkes' ortadan çekilmiştir. Fakat kararlar önceden herkesce verildiği için 'herkes' insanın sorumluluğunu alır. 'Herkes' kolayca her şeyin sorumluluğunu yüklenebilir, çünkü bu alanda yapılıp edilmiş olanlardan ötürü hiç kimseden tek başına kendisini sorumlu sayması beklenmez. Yapılıp edilenlerden sorumlu hep ’herkes’ ya da ’hiç kimse’dir.
Namusun önemini öğrendim evde.. Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu; gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunu öğrendim.
Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle.. Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla.
Bilginin size gelmesini beklemeyin,kendiniz aramak için zaman yaratın ve yol boyunca öğrenin.Neler olduğunu anlayabileceğiniz tek yol bu!Bu dünya toplu hipnozun kurbanı ve özgür olabilmemizin tek yolu televizyonumuzu kapatmak.