Kadir Gecesi değer gecesidir, Allah tarafından değerli kılınmış bir gecedir. Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Bu gece bir ömürden daha hayırlıdır. Ellerin açıldığı, gözlerin dualarla yaşardığı, kalplerin okşandığı Kadir Gecesinde bütün
Bu gece bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesi. Kulun Rabbine yakın olduğu gecelerin en önemlisi? Kendisine dua edenleri geri çevirmeyen, günahları bağışlayan, her şeyi bilen, gören ve duyan Yüce Allah tüm dualarımızı kabul etsin.
Kadir Gecesi dileklerimizi, isteklerimizi Allaha arz etmek için de değerli bir fırsattır. Kadir Gecesi, Allahın rahmet ve bağışlanmasının sağanak halinde yeryüzüne indiği, dileyen her müminin armağanlara garkettiği bir gecedir. Hepimize hayırlı
Okumayan insan hayatta hiç bir zaman başarılı olamaz. Allah bize bilgi sahibi olalım diye bir kitap gönderiyor Kuran'ı kerim ve Kuran'ı kerim'in ilk ayeti 'OKU'. Bu da bizlere çok büyük örnektir.
İnsan, armağanını içten vermezse ne değeri vardır. Yeni yıllar Allah'nın bizlere verdiği armağandır. En mutlu yıllar seninle olsun. Armağanınla yücel. Mutlu seneler!
Kainatın yaratıcısı ve alemlerin Rabbi yüce Allah'a sonsuz şükürler olsun! Ramazan Bayramı bereketiyle, bolluğuyla gelsin, tüm insanlık için hayırlara vesile olsun.
Varlığı ebedi olan, merhamet sahibi, adaletli Yüce Allah kendisine dua edenleri geri çevirmez. Dualarınızın Rabbin yüce katına iletilmesine vesile olan Ramazan Bayramınız mübarek olsun. Bu değerli Ramazan Bayramında, kainatın yaratıcısı ve
Bir Ramazan Bayramı daha geldi. Bu bayramın öncelikle milletimize, İslam alemine ve de insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Allah'tan diliyoruz. Kardeşliğin doğduğu, sevgilerin birleştiği, belki durgun, belki yorgun, yine de mutlu, yine de
"Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün." Tahrim/8 Tevbelerin geri çevrilmediği rahmet ve mağfiret yüklü Ramazan ayınızı tebrik eder hayırlara vesile olmasını dilerim.
Acele etme. Acele eden, ya hata yapar veya hatalı duruma yakın olur. Ağır ve temkinli hareket eden, o işte ya isabet kaydeder veya isabet etmeye yaklaşır. Acele şeytandandır. Ağır ve temkinli hareket etmek, Allahü teâlâdandır. Umumiyetle aceleye sebep, dünyalık toplama hırsıdır. Kanaat sahibi ol. Kanaat bitmeyen bir hazinedir.
İnsanlara gösteriş için amel yapıp, sonra da bunu Allahü teâlânın kabul etmesini istemek yakışır mı? Hırsı, şımarıklığı, azgınlığı ve dünyaya düşkünlüğü bırak. Sevincini ve neşeni biraz azalt. Biraz hüzünlü ol. Peygamber efendimiz başkasının kalbini ferahlandırmak için tebessüm buyururlardı.
Kalp Kitab ve Sünnete göre amel ederse kurbiyet (yakınlık) kazanır. Bunu kazanınca da neyin kendi lehine ve aleyhine, neyin Allah için veya başkası için, neyin de hak ve batıl olduğunu bilir ve görür.
Ey oğul! Senin düşüncen, yiyecek, içecek, giyecek ve dünya lezzetleri olmasın. Bütün bunlar, nefsin ve insan tabiatının istediği şeylerdir. Kalbin düşüncesi nerede, nefsin ve tabiatın istekleri nerede? Kalbin düşüncesi Allahü teâlâdır. Senin düşüncen, Rabbin ve Onun katında bulunan nimetler olmalıdır. Dünyadan (haram ve şüphelilerden) ne terk edersen, mutlaka bunun karşılığında ahirette ondan daha hayırlısı vardır. Ömründe sadece şu içerisinde bulunduğun günün kaldığını farz et de ahiret için hazırlık yap.
Ey mümin! Ne oluyor ki, seni, komşunu; yemede, içmede, giymede ve başka şeylerde kıskanır görüyorum. Bu nasıl iş? Bilmiyor musun ki, bu senin imanını zayıflatır. Mevlânın yanında kıymetin kalmaz. Seni, Allahü teâlânın gazabına uğratır. Hz. Muhammed; "Allahü teâlâ, hasetçi kimse nimetimin düşmanıdır, buyurdu" diye bildirmiştir. Resul-i ekrem bir hadis-i şerifte; "Ateş odunu yiyip bitirdiği gibi, haset de iyilikleri yer" buyurdu. Sen, haset ettiğin kimseyi, hangi ve ne hususta haset ediyorsun. Onun kısmeti için mi, yoksa kendi kısmetin hususunda mı haset ediyorsun? Eğer onu, Allahü teâlânın ona kısmet olarak verdiği şeyde haset ediyorsan, ona haksızlık etmiş olursun. Haset ettiğin kimse, Allahü teâlânın kendisi için takdir ve taksim ettiği nimetin içerisinde bulunmaktadır. Sen onu, Allahü teâlânın bu ihsanından dolayı haset etmekle, ne kadar haksızlık ve cimrilik yaptığını, ne kadar akılsızlık ettiğini biliyor musun? Eğer onu, sana takdir edilenin onun eline geçeceğinden endişe ederek kıskanıyorsan, bu senin çok cahil olduğunu gösterir. Çünkü senin kısmetini başkası yiyemez. Muhakkak ki Allahü teâlâ sana zulmetmez. Allahü teâlâ senin için takdir ettiğini, sana nasip olarak verdiğini, senden alıp başkasına vermez.
Kendimize işkence etmek için kullanmak isteyeceğimiz bir şey hep bulunur sanırım. Hipodromda başkalarının hislerini paylaşırsın; o ümitsiz karanlığı, pes edip vazgeçmenin kolaylığını. Bahisçilerin dünyası gerçek dünyanın makul ölçülere indirgenmiş şeklidir; hayatın ölümle sürtüşmesi ve kaybetmesidir. Sonuçta kimse kazanmaz. Geciktirmektir tek isteğimiz, o göz kamaştırıcı ışıktan gözlerimizi bir an için kaçırmak. Allah kahretsin, amaçsızlık üzerine düşünürken sigaramın yanık ucu parmağıma çarptı. Bu da beni uyandırıp Sartre havasından çıkardı. Mizah gerek bize, kahkaha gerek. Eskiden daha çok gülerdim, herşeyi daha çok yapardım. Yazmak hariç. Artık yazıyorum, yazıyorum ve yazıyorum.
Eğer senin sıkıntılarına katlanacak, ihtiyaçlarını giderecek birini arıyorsan, bu zamanda, öyle bir kardeşi ve dostu bulamazsın. Ama, kendisine Allah için yardım edeceğin, sıkıntılarına Allah rızası için katlanacağın kardeş ve dost arıyorsan, böyleleri çoktur.
Din ilminde konuşan kimse, Allahü teâlânın kendisine: Benim dinimde sen nasıl fetva verdin, nasıl söz söyledin? sualini sormayacağını zannediyorsa, kendisine ve dinine gevşeklik etmiş olur.
İnsan, her şeye şifa veren tek varlığın Allahü teâlâ olduğuna inanır; bununla beraber derdine deva olması için ilaç kullanır. Çünkü ilaç bir sebeptir. Şifasını verecek olan ise Allahü teâlâdır.
Mümin, Allahü teâlânın kendisini devamlı denetlediğini bilir. Kimsenin bulunmadığı bir yerde veya herkesin yanında olsun, mutlaka Allahü teâlânın onu denetlediğine inanır. Krallar ve sözde büyük adamlar ise, ne gizli ve ne de açık bir yerde herhangi bir kişiyi denetleyemezler.
Mümin, Allahü teâlâdan korktuğu kadar hiçbir şeyden korkmaz. Şiddetli bir hastalığa yakalanır veya feci bir kaza veya belaya uğrarsa, gizli veya açık; "Ya Rabbi, bana bu belayı neden verdin?" diye şikayetçi olmaz. Tersine hastalığa, belaya ve kazaya rağmen Allahü teâlâyı anar ve şükreder.
Haddini aşmamak, kalp kırmamaktır edep.. Dedikodudan, haksızlıktan ve ithamdan uzak durmaktır edep.. Eyvallah kelimesi üzerine kafa yormaktır.. Bilmediğin konuda susmak, bildiğin konuda ahkâm kesmemektir edep.. İnsan ayrımı yapmamaktır.. Aşırılığa gitmemektir...
Haddini aşmamak, kalp kırmamaktır edep.. Dedikodudan, haksızlıktan ve ithamdan u...zak durmaktır edep.. Eyvallah kelimesi üzerine kafa yormaktır.. Bilmediğin konuda susmak, bildiğin konuda ahkâm kesmemektir edep.. İnsan ayrımı yapmamaktır.. Aşırılığa gitmemektir.
Allah beni bu şehrin halkının müttefiki olarak bu zamana kadar sakladı. Biz bu şehrin düşmanlarına galip geldik ve onların vatanlarını aldık. Burayı Makedonyalılar Taselyalılar ve Moralılar almışlardı. Biz bunların bizlere karşı kötü davranışlarının intikamını yıllar geçmesine rağmen torunlarından aldık.
Bunlar ki, ellerinde bir kap içerisinde kireç tozu ve kömür külü olduğu halde günün belirli saatlerinde bu sokakları gezeler. Bu sokaklara tükürenlerin tükrükleri üzerine bu tozu dökeler ki yevmiye yirmişer akçe alsınlar; Maazallah herhangi bir gıda maddesi buhranı da vaki olabilir. Böyle bir hal karşısında bırakmış olduğum 100 silah ehl-i erbaba verile. Bunlar ki hayvanat-ı vahşiyyenin yumurtada veya yavruda olmadığı sıralarda Balkanlara çıkıp avlanalar ki zinhar hastalarımızı gıdasız bırakmayalar.
İşte bu benim Ayasofya Vakfiyem, dolayısıyla kim bu Ayasofya'yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini tebdil ederse onu iptal veya tedile koşarsa, fasit veya fasık bir teville veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camisi'nin vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kastederlerse, aslını değiştirir, füruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol gösterirlerse ve hatta yardım ederlerse ve kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkarlar, camilikten çıkarırlar ve sahte evrak düzenleyerek, mütevellilik hakkı gibi şeyler ister yahut onu kendi batıl defterlerine kaydederler veya yalandan kendi hesaplarına geçirirlerse ifade ediyorum ki huzurunuzda, en büyük haram işlemiş ve günahları kazanmış olurlar.
Bu sebeple, bu vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah'ın, Peygamber'in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen laneti onun ve onların üzerine olsun, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın. Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır. Allah'ın azabı onlaradır. Allah işitendir, bilendir
Ey Allahım! Baba ve anamı ve boynumda hakkı olan herkesi en iyi mukafatınla benden taraf mükafatlandır. Ey Allah'ım benim durumumu yaratılış gayem uğrunda uğraşmak için musait kıl, senin üstlendiğin (rızık) için çalışmakla meşgul eyleme, ben senden mağfiret diliyorum, öyleyse beni azaba uğratma; ben sana yalvarıyorum, beni mahrum bırakma.
Siz ey Allah'ın kulları! O'nun emir ve nehiylerinin muhatabı sizsiniz. Din ve vahyi taşıyanlar (ahkamı kendinizde uygulamak için) Allah'ın eminleri ve onu diğer mulletlere ulaştıracak elçileri sizsiniz.
Şehadet ederim ki" Allah'tan başka bir ilah yoktur; tektir ve ortağı yoktur.Bu kelimenin tevili ihlastır. Tevhid anlayışı bütün kalblere yerleştirilmiş ve fikir, ilahi ayetlerin azametli nuruyla aydınlanmıştır, öyle bir Allah ki gözler O'nu göremez, diller O'nu olduğu gibi vasfedemez ve akıllar nasıllığını ölçemez.
Allah'ın Kitabı. kendisine uyanı Allah'ın rızasına götürür. O'na kulak vereni kurtuluşa sevkeder. O kitapla Allah'ın aydın hüccetlerine, açıklanmış farzlarına, yasaklanmış haramlarına, belli nişanelerine, yeterli delillerine, övülmüş erdemlerine, hibe olan ruhsatlarına ve yazılı şeriatlarına ulaşılır.
Herkesin hakkını, ücretini veriniz! Kanûnlara, hükûmetin emirlerine karşı gelmeyiniz! Vergilerinizi vaktinde ödeyiniz! Allahın, doğruların yardımcısı olduğunu hiç unutmayınız!
Allah'ı ve ölümü çok anın. Kur'an'ı çok tilavet edin. Peygamber (sav)'e çok salavat getirin. Çünkü Peygamber'e salavat getirmenin on hasenesi (sevabı) vardır. Size yaptığım tavsiyeleri unutmayın. Selamımı size ileterek sizi Allah'a emanet ediyorum.
Sorun beni yitirmeden; çünkü andolsun Allah'a, Kur'an'da hiç bir âyet yoktur ki niçin ve kimin hakkında indi, nerede indi, düzlükte mi, dağlıkta mı, hepsini de en iyi bilenim ben. Gerçekten de rabbim bana, anlayan bir akıl, söyleyen bir dil ihsan etmiştir.
Namaz, her temiz kişinin Allah'a yaklaşmasıdır. Hac, her zayıfın savaşıdır. Herşeyin zekâtı vardır; bedenin zekâtı da oruçtur. Kadının savaşıysa kocasıyla iyi geçinmesidir.
Zikir de Allah'ı hatırlamak iki çeşittir: Musibet vakti zikretmek, bu iyi ve güzeldir; bundan daha güzeli ise insanı Allah'ın haram kıldığı şeylere yönelmekten alıkoyan zikirdir.
Şu dört özelliği taşıyan Allah 'ın iyi kullarındandır: Tövbe edene sevinen, günahkarın bağışlanmasını dileyen, kötüye(ıslahı için) dua eden, iyiye yardımda bulunan.
Ey Allah'ın kulları! İbretlerden öğüt alın ve geçmişlerin geriye bıraktıkları eserleri ibret kaynağı edinin. Bunca nimetlerin şükrü için günahlardan uzak durun ve nasihatlardan yararlanın. Allah'ın yardımcı ve sığınak, Kur'an'ın da delil ve davacı, cennetin sevap, cehennemin de ceza ve işkence olması insana öğüt olarak yeter.
Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun. Kurtuluş ve saadet talep edin ve ihtiyarlık çağı ulaşmadan ciddiyet gösterin. Azap parçaları inmeden ve lezzetleri yok edici ölüm ulaşmadan önce amel yapmaya koşun. Zira dünya, nimetlerinin devamı bulunmayan, musibetlerinden emin olunmayan, kötülüklerinden kaçınılamayan aldatıcı bir engel ve eğik güvensiz bir dayanaktır.