Erkeklerin demeyeceği 9 şey: 1: Maç önemli değil diziyi seyredelim, 2: Birlikte alışverişe çıkmayı özledim, 3: Sadece salata yiyeceğim, 4: Galiba yalnış yola saptım bilen birine soralım, 5: Ayaktayken sana da bir çay koyayım, 6: Karar veremiyorsan iki ayakabıyı da alalım, 7: Bu akşam olmaz başım ağrıyor, 8: Aldatmak, çok saçma, 9: Seninle sohbet etmek varken kahvaltıda, neden gazete okuyayım?
Yaşayan varlıkların hepsi; zayıf, güçlü, uzun, kısa, büyük, orta veya küçük görünen, görünmeyen; doğmuş olan veya doğmakta olan, hepsi mutlu olsun! Kimse kimseyi aldatmasın, kimse kimseyi küçümsemesin, kimse kimseye öfke ile darılma ile zarar vermek istemesin.
Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun. Kurtuluş ve saadet talep edin ve ihtiyarlık çağı ulaşmadan ciddiyet gösterin. Azap parçaları inmeden ve lezzetleri yok edici ölüm ulaşmadan önce amel yapmaya koşun. Zira dünya, nimetlerinin devamı bulunmayan, musibetlerinden emin olunmayan, kötülüklerinden kaçınılamayan aldatıcı bir engel ve eğik güvensiz bir dayanaktır.
Şüphesiz bizim bildiğimiz şekliyle dünya görünüştür, ama sadece yanılsama değildir, çünkü bu görünüşün biçimleri evrensel ve zorunludur. Yapısı bizimkiler gibi olan bütün zihinler için geçerlidir. Sadece bir bireyin zihninin uyduruk hayalleri değildir; oysa yanılsâma olmak için böyle olması gerekir. Onun için bu görünüş dünyasının bize göre gerçeklik olduğunu söyleyebiliriz. ama gerçekliği kendinde olduğu şekliyle bilmenin bizim için mümkün olduğunu sanıyorsak, kendimizi aldatıyoruz demektir. Dolayısıyla bilgi deney dünyasındâ kalmalıdır . Bunun önüne geçilemez. Dünyanın kendi iç geçekliğine nüfuz edemez. Zihinlerimizin yapısından dolayı o gerçeklik ebediyen bilgimiz dışında kalacaktır.
Kıskançlık ; kadının kalbini kabaran bir yılan gibi kemirir' ve 'kadına bir leopar derisi verir. Çünkü bu yaratık kıskançlıktan aslanı aldatarak öldürür.
Bir bakarsın altınla aldatırlar beni o. Bir bakarsın şanla şerefle aldatır beni. Oysa altın falan istemiş değilim ondan, Şanla şerefe hele çoktan boş vermişim.
Kişinin başkasında gördüğü bir ayıbı kendisinde görmemesi, terkedemediği bir şeyle başkasını ayıplaması ve kendisini ilgilendiremyen bir şeyle arkadaşını incetmesi, kendisini aldatması için yeterlidir.
Döktüğüm yaşları bağışlıyorum. Acıları ve aldatmaları bağışlıyorum. İhanetleri ve yalanları bağışlıyorum. İftiraları ve ahlâksızları bağışlıyorum. Nefreti ve zulmü bağışlıyorum. ......Yüreğimi yakan darbeleri bağışlıyorum. Yıkılan hayalleri bağışlıyorum. Ölen umutları bağışlıyorum. Sevgisizliği ve kıskançlığı bağışlıyorum. Umursamazlığı ve kötü zihniyeti bağışlıyorum. Haklılık uğruna haksızlık edenleri bağışlıyorum. Öfkeyi ve şiddeti bağışlıyorum. İhmalkârlığı ve unutkanlığı bağışlıyorum. Bütün kötülükleriyle dünyayı bağışlıyorum.
Ölmezden önce ölmek, dünyanın zevklerinden ve hayvani hırs ve şehvetlerinden sakınmaktır. Onu yapabilen insan, şüphesiz ki; hakiki varlık ile birleşir. Ve sonsuz hayat ile diri olur. Ancak insanlar dünyanın bin bir türlü çekici ve aldatıcı zevkinden, çeşit çeşit yakıcı hırslarından ayrılmadıkları için buna gönül vermezler.