Kadınların zekaları kendilerini seven erkeklerden kalma tortulardan oluşur. Tıpkı erkeklerin zevkinde de hayatlarından geçmiş kadınların izinin kalması gibi. Çoğu zaman bir kadının bize çektirdiği dayanılmaz acılar başka bir kadının bizi sevmesine
İddiacı ol ama haset seni yıkmasın Hak doğruya yardımcı bu aklından çıkmasın Yüksel başın dönmesin ihtirasla kör olma Taş atana ekmek at Sakın ha nankör olma
Tecavüzden sonra zevk aldın mı diye sormak nasıl abese iştigalse, gidişinin ardından aylar sonra arayıp nasılsın, ne yapıyorsun diye sorman da o kadar abesti işte. Uyuz bir itin kasığında pire kadar mutluyum. Ve başını çöpe soktuğu için kıçı açıkta
İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal. Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal, Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan; Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.
Herkes geçer diyor, geçer mi Olric? Herkes ne bilir acımı. Herkes ne bilsin acımızı. Yaşar gibi yapmaktan, özlemez gibi yapmaktan, iyiymiş gibi yapmaktan, nefes alıp onu içimde tutmaktan, o nefeste boğulmaktan sıkıldım.
Sitemler ediyorsanız sarılıp nostaljiye, Gök yüzünde yalnız gezen yıldızlar diye. El ele, göz göze dolaşılamıyorsa, Aradığınız kişiye şuan da ulaşılamıyorsa. Mutlu bir yaşamı boşladıysanız, Acıyla dost olmaya başladıysanız, Artık sevgilinizden
Hoşgörü, yapılan her şeyin kolayca kabul edilip onaylanması değildir. Hoşgörü, başkalarının görüşlerini anlama yeteneği ve acı bir duygu beslemeden, anlayışlı bir tartışma arzusudur.
"Demokrasi" ve "demokratik devlet" kavramlarının kullanımı konusunda büyük bir eksiklik vardır. Bu kelimeler açıkça tanımlanmadıkça ve anlamları üzerinde uzlaşılmadıkça insanlar bu anlam karmaşası üzerinde yaşamaya devam edeceklerdir ve bu
İnsanlar dünyayı terk ederken ise elleri her zaman açıktır ve sanki şunu demek isterler: Hiçbir şey benim kontrolümde değil, yanımda götürebileceğim tek şey anılarım, geride bırakacağım tek şey ise tecrübelerimdir.
Ben herkes gibi değilim, asla da olamadım... Fikirler büyük, kafalar çok küçük.. İnsanların beyni benim içimi acıtan şeyleri anlayamayacak kadar ufacık.. İşte bu yüzden; "su akar, değirmen döner".. Yüreğim sahte/kafasız/duygusuz
Suskunluğun acıttığı zamanlardayım. Bir ses bekliyorum senden. Hiç bu kadar uzun susmazdın gülüm, Hiç bu kadar uzun gitmezdin, Yüreğimi götürmeden yanında.
Ben Karagöz filan değilim. Herkes birikmiş bizi seyrediyor. Dağılın! Kukla oynatmıyoruz burada. Acı çekiyoruz. Kapı kapı dolaşıp dileniyoruz. Son kapıya geldik. İnsaf sahiplerine sesleniyoruz. Ey insaf sahipleri! Ben ve Olric sizleri sarsmaya geldik.
En çok umudunu yitirmek yaşlandırır ruhları, Sönük ve yarınsızdır acılar avucunuzdaki ölü umudu gömmek istersiniz, ama taşlı sokağınızda onu gömecek bir yer dahi bulamazsınız.
Avuçların açıldığı, gözlerin yaşardığı, ilahi esintilerin kalpleri okşadığı anın bir asra bedel olduğu bu gece dualarda birleşmek dileğiyle Regaib Kandilinizi kutlarım.
Dünya malına tapıyorsun; şehvet ve şöhret peşinde koşuyorsun; istediğini alamayınca da üzülüyorsun, içine düştüğün acıklı hali anla da aslının aslına doğru gel!
Kuantum mekaniği konusunda çok çalışmak gerekir. Ama, içimden bir ses bana bunun her şeyin çözümü olmadığını söylüyor. Bu teoriyle birçok şey açıklanıyor; ama hala O'nun sırrını çözebilmiş değiliz. Ben yine de, O'nun zar atıp kumar oynadığını,
Ben Sana Ölüyorum Goncaydın sana açıldım Aralık bıraktım sinemi Sinemde rüzgar saçlarından düşerdim. Bekledim teninin ateşini Ateşinde yakardım Sonsuza yol alacak olan Sevdalar fenerini.
Herkesin bir amacı olması gerek hayatta, yaşamak değilir amaç..Her şeyin bir amacı olmalıdır. Her gece düşünüyorum da o kadar boş yaşıyoruz ki.Sen de bir düşün, gayet iyi anlayacaksın beni.
Tek bir dilek hakkım olsaydı eğer, Bana verdiğini düşündüğün mutluluğu, Aslında senin değil benim aldığımı görmeni isterdim.. Benim dualarım var, Semaya açılan eller, göz yaşlarım var.. Sen bilmezsin, bilemezsin..
Sadeydi bu sonbahar, sancısız bitti acılarım, gözyaşı akıtmadım bu sonbahar, dallarım kırıldı canım yandı ama ben alıştım artık, ağlamadım bu sonbahar...
Bir insanın akıllı davranabilmesi için üç yol vardır: birincisi, iyi düşünmektir, bu en soylusudur. İkincisi, taklit etmektir, bu en kolaydır. Üçüncüsü, denemiş olmaktır, bu en acısıdır.
Birisi ötekisinden hep daha çok sever, o çok seven var ya çok korkar o'nu kaybetmekten..Bir süre sonra roller değişilir.O çok seven karşıdakine kendi yaşadıklarını tattırmak ister.Az seven acı çeker bu sefer..